4. Ceza Dairesi Esas No: 2013/34102 Karar No: 2016/2108 Karar Tarihi: 10.02.2016
Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/34102 Esas 2016/2108 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin tehdit ve yaralama suçlarından mahkum olduğu bir dosyayı inceledi. Temyiz talebi reddedildi ve suçların kanuna uygun olarak işlendiği ve sanığın suçlu olduğu sonucuna varıldı. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı nedeniyle, sanığın seçme ve seçilme haklarından mahrum bırakılmasının kanunsuzluğu ortaya çıktı. Bu nedenle, hükümde düzeltme yapılması kararı verildi. Yaralama suçuna ilişkin hükümde, yargılama sürecinde karışıklık olduğu ve hüküm bozulduğu belirtildi. Kanun maddeleri ise TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1-Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu; Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."nin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA, 2-Yaralama suçuna ilişkin hükme yönelik temyize gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın ... ve ...’yı yaraladığı iddiası ile yaralama suçundan iki ayrı dava açıldığı halde, yerel mahkemece gerekçeli kararda ve hüküm fıkrasında hangi mağdura yönelik eylem nedeniyle hükmedildiği açıklanmaksızın yaralama suçundan bir kez mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle hükümde karışıklığa neden olunduğu gibi açılan davalardan birinin de hükümsüz bırakılması, Kanuna aykırı ve sanık ......"nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.