Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/42725
Karar No: 2012/4145
Karar Tarihi: 15.2.2012

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/42725 Esas 2012/4145 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, davalı işverenden aylık 800 TL ücret ve 250 TL haftalık harcırahı ödenmeyen dönemlerdeki alacaklarını talep etmiştir. Davalı işveren ise, iş sözleşmesindeki zarar nedeniyle haklı olarak feshedildiğini ve harcırah alındığını iddia etmiştir. Yerel mahkeme davacının talebini kabul etmiştir. Temyiz edilen kararda, takas ve mahsup hakkı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiş ve davalı işverenin uğradığı iddia edilen zararın raporla tespit edilmeden hüküm verilmesinin yanlış olduğu belirtilmiştir. Kararda Borçlar Kanunu'nun 118/1, 118/III, 122/II, 123 ve 124. maddeleri açıklanarak takas hakkının defi olarak ileri sürüldüğü durumlarda masraf payı ve vekâlet ücreti ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Karar bozulmuştur. Borçlar Kanunu'na göre takas, karşılık dava veya defi olarak ileri sürülebilir. Bu defiler davada ileri sürülmedikçe dikkate alınmazlar. Takas hakkını kullanmak isteyenin alacağı, dava edilebilir bir alacak olmalıdır. Takası defi olarak ileri sürülen davalarda, mahsup defi nedeni ile
9. Hukuk Dairesi         2009/42725 E.  ,  2012/4145 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, harcırah ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalı işveren yanında aylık 800 TL ücret ve 250 TL haftalık harcırah ile çalıştığını, 2007/Ağustos ayından sonraki dönemde ücret ve harcırah alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, ücret ve harcırah alacakları istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının iş sözleşmesinin verdiği zarar nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, ücret bordrosunda belirtilen ücret ile çalıştığını, harcırah almadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, davacının kendilerini uğrattığı zarar nedeniyle takas hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının aylık 800 TL ücret ve 150 TL haftalık harcırah ile çalıştığı, 2007/Eylül-2008/Şubat dönemine ilişkin ücret ve harcırahının ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı işvereni zarara uğratıp uğratmadığı ve bu zararın işçilik alacaklarından mahsup edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Borçlar Kanununun 118/1 maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Sonuçta her iki borç da az olanı oranında sona erer (Eren, F. Borçlar Hukuku Genel Hükümler,7. Bası. Beta. İstanbul, s. 1261). Takas borcu sona erdiren nedenlerden biridir.
    Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir. Henüz doğmamış veya takas anında sone ermiş alacaklar takas edilemez.
    Takas edilecek alacaklar aynı nitelikte, aynı türden olmalıdır. Borçlar doğdukları anda aynı türden olabileceği gibi, sonradan da aynı türden olabilirler. Ancak takas hakkının kullanıldığı anda, mutlaka aynı türden olmaları zorunludur.
    Takası için gerekli olan bir diğer şart da alacağın muaccel olmasıdır. Alacaklı tarafından zaman itibarıyla ifası istenebilir bir borç olması gerekir. Takas edilecek alacağın muaccel olması, buna karşılık asıl alacağın (karşı taraf asıl alacağının) sadece ifa edilebilir bulunması yeterlidir.
    Takas hakkını ileri sürenin alacağı, dava edilebilir bir alacak olmalıdır. Takası ileri süren tarafın alacağının tartışmalı olması, takas ileri sürülmesine engel değildir. Alacağı tartışmasız olan taraf bu takasa itiraz edebilir ve kendi alacağını dava edebilir. Takası ileri süren tarafın bunun için dayandığı alacak, talep ve dava edilebilir bir alacak olması gerekir. Bunu istisnası zaman aşımına uğramış borçlarda görülür. Zaman aşımına uğramış borç talep ve dava edilebilir olamamasına karşın, alacaklı buna takas için dayanabilir. Borçlar Kanununun 118/III maddesine göre, zaman aşımına uğrayan alacak, takas şartlarının tamamlandığı tarihte henüz zamanaşımına uğramamış idiyse, alacaklı takas talebinde bulunabilir. Adı geçen Yasanın 124 üncü maddesi gereğince, borçlu önceden takastan feragat edebilir. Başka bir anlatımla, daha borç ilişiği kurulurken ya da daha sonra, borçlu diğer tarafın alacak talebine karşı takas dermeyan etmeyeceğini taahhüt edebilir. Yasanın 123 üncü maddesinde takası kanunen önlenmiş bazı alacaklar sayılmıştır.
    Kanun takas için bir irade açıklaması aramaktadır. Takası gerçekleştirmek için irade açıklamasına takas beyanı denir. Bu beyan bir taraflı bir hukuksal işlemdir. Bu işlem bir yenilik doğuran hakka dayanır. Tarafların biri, borcu ile alacağını takas ettiğini karşı tarafa bildirerek, bu hakkını kullanmış olacaktır (BK. m. 122/I). Takas hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir haktır. Borçlunun takas hakkını kullanma isteğini, alacaklıya bildirmesi gerekir. Takas bir sözleşme olmadığı içi karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Takas aynı zamanda borcu sona erdirdiği için bir tasarruf işlemidir. Bu nedenle, borçlu takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmalıdır.
    Borçlar Kanununun 122/II maddesi uyarınca, takas halinde her iki borç, takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borç oranında düşer. Beyan yapılınca, bunun hükmü, takas şartları tamamlandığı ana kadar geriye etkili sayılmıştır. Böylece borçlar takas beyanının yapıldığı zaman değil, takas şartlarının gerçekleşeceği an düşmüş olacaktır. İki borç miktarca farklı ise, takas sonucunda az olan borç tamamen, diğeri ise kısmen sona erer. Mahsup alacaktan indirilme yapılması söz konusudur. Fakat indirilen miktar mukabil bir alacak değildir.
    Dava dayanağı hukuki olay inkâr edilmemekle birlikte, talep sonucunu reddeden, bir hakkın doğumuna engel olan veya hakkı sona erdiren yeni olayların ileri sürülmesine "itiraz" denir. Davalının açıkça itiraz ettiğini belirtmesine gerek kalmadan, dava dosyasındaki bilgilerden bir itiraz sebebinin varlığı anlaşılıyorsa, hâkimin bunu re"sen (kendiliğinden) dikkate alması gerekir. Dava konusu borcun ödendiğini gösteren ücret bordroları, ibranameler, feragatnameler itiraz niteliğindedir. Her zaman dikkate alınmalıdır.
    Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. En tipik örneği, zamanaşımı def"idir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı "savunmanın genişletilmesi yasağı" ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz.
    Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir.
    Somut olayda davalı işveren davacının 21.9.2007 tarihinde Kayseri’ye yaptığı seferde şirket müşterisi olan Süha Petrol firmasına teslim edilen motorinin 4554 lt. eksik teslim edildiği, bunun üzerine petrol ofisi tarafından kendilerine 10.399,78 TL şirket borcu çıkartıldığı ve bu paranın ödendiğini, bundan 14.2.2008 tarihinde haberdar olması üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, bu zararın davacının işçilik alacaklarından mahsup edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davacı işçi tarafından dava dışı Süha Petrol firmasına 21.9.2007 tarihinde akaryakıt teslimatı yapıldığı dosya içindeki DAT sefer raporu ile sabittir. Yine bu firmaya yapılan sevkiyatta teslim edilen akaryakıtın 4554 lt eksik olduğuna ilişkin tutanak düzenlenmiştir. Ayrıca petrol Ofisi tarafından davalı firmaya fire bedeli olarak 10.399,78 TL bedelli bir fatura kesilmiştir. Mahkemece bu belgeler bir değerlendirmeye tabi tutularak HMK 266 vd. maddeler uyarınca konusunda uzman bir bilirkişiden davacı işçinin davalı işvereni zarara uğratıp uğratmadığı hususunda rapor alınmalıdır. Bunun sonucuna göre işçilik alacaklarından davalı işverenin uğradığını iddia ettiği zararın mahsubunun gerekip gerekmediği değerlendirilerek davacının talep ettiği ücret ve harcırah alacağı konusunda yeniden bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.2.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi