Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3717
Karar No: 2019/5842

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/3717 Esas 2019/5842 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2019/3717 E.  ,  2019/5842 K.

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı 22/12/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ....mevkiinde bulunan taşınmazın orman olmadığı halde yörede yapılan kadastro sırasında orman olarak 836 ada 1 parsel sayısı ile sınırlandırıldığını, taşınmazda irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek orman tahditinin iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.
    Mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastro çalışmasının 2008 yılında kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman parseli içerisinde kaldığı, davanın ise 22/12/2011 tarihinde açıldığı, orman parseline ilişkin sınırlamaların davalı taşınmaz açısından da kesinleştiği, kesinleşmiş orman sınırlaması ve 2/B çalışması bulunan yerlerde, bir yerin orman olup olmadığının öncelikle orman kadastro harita ve tutanaklarının zemine uygulanması ile tespit edileceği, dava konusu 4877,73 m2"lik taşınmazın orman olarak sınırlandırılan ve kesinleşen 836 ada 1 nolu parsel içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 03/04/2007 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14/10/2019 günü oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil istemine ilişkindir. Davacı 22/12/2011 havale tarihli dava dilekçesi ile orman olarak sınırlandırılan 836 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan yaklaşık sekiz dönüm miktarındaki taşınmaza irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine iddiasına dayanarak dava açmış orman tahditinin iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davakonusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastro çalışmasının 2008 yılında kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman parseli içerisinde kaldığı, davanın ise 22/12/2011 tarihinde açıldığı, orman parseline ilişkin sınırlamaların davalı taşınmaz açısından da kesinleştiği, kesinleşmiş orman sınırlaması ve 2/B çalışması bulunan yerlerde, bir yerin orman olup olmadığının öncelikle orman kadastro harita ve tutanaklarının zemine uygulanması ile tespit edileceği, dava konusu 4877,73 m2"lik taşınmazın orman olarak sınırlandırılan ve kesinleşen 836 ada 1 nolu parsel içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava 10 yıllık süre içinde zilyetliğe dayalı olarak açılan orman kadastrosuna itiraza, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 21/02/2008 ila 24/03/2008 tarihleri arasında ilan edilip 25/03/2008 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta olup çekişmeli taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmıştır.
    26.02.2014 tarihli 6527 sayılı Kanunla 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde yeni düzenleme yapılarak 10 yıllık sürede tapu aranmaksızın kişiler tarafından dava açılabileceği öngörülmektedir. Davacı tarafından 10 yıllık süre içinde dava açılmış olup çekişmeli taşınmazın niteliği eski tarihli resmi belgeler üzerinde yapılacak inceleme ile belirlenecektir.
    Bu nedenle; mahkemece, en eski tarihli ve kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi marifetiye mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, bu belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı;fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
    Yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez, kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları, memleket haritaları ile fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orjinal fotokopi örneği ve kadastro paftası ziraat mühendisi, fen elemanı ve orman mühendisi ile birlikte ölçekleri eşitlenip çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün ve fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı yönünde krokili rapor alınmalı, bu araştırmalar sonucu bilirkişiler tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, ziraat bilirkişiden kültür arazisi olup olmadığı yönünden rapor alınmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (HGK"nın 30/03/1994 gün ve 1993/8, 939, 1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; kadastro tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler
    yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Yukarıda açıklanan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/11/2015 gün ve 2014/20-631 E. - 2015/2689 K. sayılı kararı gibi pek çok kararı ile benimsenen nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın çoğunluğun “ çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığından” mahkeme kararının onanması görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi