Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/560
Karar No: 2019/3502
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/560 Esas 2019/3502 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/560 E.  ,  2019/3502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalılar ile baba bir kardeş olduklarını, davalıların annesine ait taşınmazda çocuk yaştan itibaren kendisine satılacağını düşünerek çalıştığını, ihya ettiğini, tarla zeminini düzelttiğini, taşlardan ayıkladığını, teraslama yaptığını, borular döşeyerek su getirdiğini, havuz yaptığını ve çeşitli meyve ağaçları diktiğini, davalıların katkılarının bulunmadığını, davalılar ile anlaşmış olmasına rağmen dava dışı bir kişiye taşınmazı sattıklarını, davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, faydalı, onarım masrafları, iyileştirme bedelleri ve değer arttırıcı kazandırmaları karşılığı olmak üzere fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar; yetki itirazlarının bulunduğunu, taşınmazdaki çalışmaları davacının değil babalarının yaptığını, davacının elde ettiği geliri paylaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının taşınmazın kendine ait olmadığını bildiğinden iyiniyetli olmadığı, davalıların asgari levazım bedelinden sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.550,00 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün süresi içerisinde davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 15.03.2017 gün, 2015/17909 Esas, 2017/3112 Karar sayılı ilamı ile, " 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği,

    2-....davacının başkasına ait olduğunu bilmesine rağmen taşınmazı kullanmaya devam etmesi nedeniyle iyiniyetli olmadığı, buna göre de sadece TMK"nın 723.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalıdan talep edebileceği ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun; havuz ve tesviye gibi masrafların alanında uzman olmayan ziraat mühendisi bilirkişiden alındığı, gerek öğretide, gerekse uygulamada asgari levazım değerinin, tüm malzemenin işçilik ve bakım giderlerinin gözetilmeksizin, piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım ve dikim yılı veya yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağının benimsendiği, yeterli teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı bu nedenle davacı tarafından taşınmaza yapıldığı ve dikildiği belirlenen unsurların asgari levazım bedeli konusunda ziraat ve inşaat mühendisi bilirkişilerinden rapor alınıp, hesaplanacak bu bedel üzerinden davanın kabulü gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı " gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bozma sonrasında alınan bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda, dava konusu parselde bulunan meyve ağaçlarının dava tarihi itibariyle toplam değerinin 34.000,00 TL olduğu, parselde kurulu olan damla sulama sisteminin dekara maliyetinin 250,00 TL ve 1m2 maliyetinin ise 0,25 TL olduğu, damla sulama sisteminin toplam maliyetinin 1.548,23 x 0,25 = 387,06 TL olduğu, parselin meyvelik olarak kullanılan kısmının tesviye edildiği ve bunun için iş makinesinin 10 saatlik çalışması gerekeceğinin belirtildiği, iş makinesinin saatlik çalışma bedelinin 150,00 TL olduğu, 10 saatlik çalışmanın değerinin 1.500,00 TL olduğu, söz konusu havuzların durumları değerlendirilerek yapım özellikleri yıpranma oranı dikkate alındığında dava tarihi itibariyle değerlerinin toprak havuzun 400,00 TL, beton havuzun 990,00 TL olduğu gerekçesiyle, talep ile bağlı kalınarak davanın kabulü ile, 20.000,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece uyma kararı verilen bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının iyi niyetli olmadığı kabul edilmekle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kendisine iade edilecek bedelin belirlenmesinde taşınmaza davacı tarafından yapıldığı ve

    dikildiği belirlenen unsurların asgari levazım bedelini aşamayacağının düşünülmesi gerektiği açıktır. Ancak mahkemece hükme esas alınan ve dosya üzerinden hazırlanan bilirkişi kök ve ek raporunda yapılan hesaplama belirtilen ilkelere ve denetime uygun değildir.
    Bozma ilamında da belirtildiği gibi davacının TMK"nın 723/3.maddesi gereğince asgari levazım bedelini davalılardan talep edebileceği açıktır. Ancak, Gerek öğreti ile gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin yapı ve eklentilerinin yapımında kullanılan tüm malzemelerin işçilik ve yapımcı kârı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden, yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde benimsenmiş bulunmaktadır. Dikilen ağaçlar yönünden de işçilik ve bakım giderleri gözetilmeksizin, piyasadaki en düşük değerlerinden, dikim yılı veya yıllarına göre yıpranma payı düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı benimsenmiş bulunmakla, ağaç değerine göre değil odun değerine göre teknik inceleme yapılmalıdır. Oysa; dikilen dava konusu ağaçlar yönünden; odun değerine göre değil ağaç değerine göre teknik inceleme yapıldığı gibi, bedelin belirlenmesinde dikim yılı verileri değil dava tarihi değerlerinin dikkate alındığı görülmüştür. Toprak ve beton havuz bedelleri yönünden ise ; işçilik giderleri yukarıda belirtilen ilkelerin aksine bedele dahil edildiği gibi, damla sulama sisteminin maliyetinin ve dava konusu taşınmazın tesviye bedelinin belirlenmesinde hangi yıl ve piyasa rayici verilerinin uygulandığı da anlaşılamamıştır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler gözönünde bulundurularak, konusunda uzman bilirkişilere gerekirse yeniden keşif yapılmak suretiyle rapor hazırlatılarak, ağaçlar bakımından belirlenecek odun bedeli ile beton ve toprak havuzlar ile damla sulama tesisi ve tesviye bedeline ilişkin yukarıdaki yönteme göre hesaplama yapılarak asgari levazım bedeli üzerinden davanın kabulü gerekirken, rayiç bedellere yönelik yıl ve veri teminine ilişkin yeterli açıklamayı içermeyen denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamış bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi