8. Hukuk Dairesi 2015/4156 E. , 2017/6171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan ... Bekdur, ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KA R A R
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen; 561 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan garaj, tandırlık, kargir bina ile 774 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan garajın 1/2"si, 669-774 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan iki katlı betonarme yığma ev, 667 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yığma tandır ve köy odasındaki hissenin vekil edenine ait olduğunu açıklayarak, söz konusu yapıların vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... ... ve ... vekili, taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasında ortaklığın giderilmesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının iddialarının haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bir kısım muhdesat yönünden davanın kabulüne bir kısım muhdesat yönünden ise reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ... ve ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Somut olayda; Her ne kadar Mahkemece bir kısım muhdesat yönünden davanın kabulüne bir kısım muhdesat yönünden ise reddine karar verilmiş ise de Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Mahkemece, tanık dinlenilmeden yerel bilirkişi beyanları esas alınarak hüküm tesis edilmiştir. .... kim tarafından meydana getirildiği hususunda mahalli bilirkişilerin verdiği bilgi ile yetinilerek hüküm kurulmuş ise de, 6100 sayılı HMK.nun 266 (HUMK.nun 275) maddesinde hangi amaçla bilirkişilerin bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Mahalli bilirkişinin sözleri ancak taşınmazın sınırları, mevkii, niteliği hakkında kapsamlı bilgiler verir. Bunlardan başka, tanık sözleri ile tespiti gereken bir husus için tanık dinlenmeden bilirkişinin bilgisi ile yetinilip karar verilemez (H.G..... 30.03.l994 tarih l993/8-939 esas, l994/l76 karar). Davacı, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığına göre, öncelikle, taraflara tanıklarını liste halinde vermeleri için usule uygun kesin süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK.nun 240, 243 ve 259. maddeleri uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. (HUMK 259) maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerekir.
2-Ayrıca, dosyanın incelenmesinde, 774 parsel sayılı taşınmazın malikleri arasında Hanım Bekdur"un da bulunduğu ancak davada davalı olarak gösterilmediği anlaşılmıştır. Yargıtay"ın kökleşmiş içtihatlarına göre, muhdesat tespiti davası, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılır. Hal böyle olunca, Hanım Bekdur"un da davada davalı gösterilmesi, ölü ise mirasçılarının tespiti ile davaya dahil edilmeleri gerekir.
3-Aynı şekilde, dava konusu 667 parsel sayılı taşınmazın dosya içerisinde bulunan tapu kaydından, davacının, tapu kayıt malikleri arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Her ne kadar dosya arasında bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2006/365 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise de, dosya içerisinde kararın taraflara tebliğine ve dolayısıyla kararın kesinleştiğine dair herhangi bir kayıt bulunmamakla, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilse de, 667 parsel sayılı taşınmaz yönünden, malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. 667 parsel sayılı taşınmaz yönünden, davanın, açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece; tüm bu hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı ve yanlış gerekçelerle hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 25.04.20017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.