18. Ceza Dairesi 2016/17632 E. , 2019/3927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, hastasını muayene ettirmek için sıra bekleyen sanığın, katılanın içeride konuşup, kendileriyle ilgilenmediğine dair düşünce ile Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre çok konuşan, ukala anlamında da kullanılan suça konu sözleri sarf etmesi karşısında tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede:
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan Merve Uyanık vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 26/02/2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Olay: Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı soruşturma sonrası 13/11/2014 gün 2014/292 sayılı iddianame ile şüpheli ..."un 25/09/2014 tarihinde doktor mağdur ..."ya ""doktor içeride şarlatanlık yapıyor"" diye hakaret ettiği iddiasıyla, TCK 125/1-3.a, 125/1-3.a-4, 53. maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açmış, Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi yaptığı yargılama sonrası gıyapta hakaret suçunun ihtilat unsurunun gerçekleşmediğini belirterek, sanığın CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar vermiş, karar süresi içerisinde katılan tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi eylemin suç oluşturmadığını belirterek, tebliğnameye aykırı oy çokluğu ile hükmün onanmasına karar vermiştir.
Yüksek dairenin onama kararına katılmıyorum.
Nedenler: Sorun sanığın katılana yönelik ""doktor içeride şarlatanlık yapıyor"" şeklindeki sözlerinin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hakaret başlıklı 125. maddesi;
1- Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
2- Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
3- Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklanmasından, değiştirilmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
4- Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda bir oranında artırılır.
5- Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Şeklinde düzenlenmiştir.
Bu suçta hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşması için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hakaretin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir.
Eleştiri herhangi bir kişiyi, eseri, olayı veya konuyu enine boyuna, derinlemesine her yönüyle incelemek, belli kriterlere göre ölçmek, değerlendirmek, doğru ve yanlış yanlarını sergilemek amacıyla ortaya konulan görüş ve düşüncelerdir. Genelde beğenmemek, kusur bulmak olarak kabul görmekte ise de eleştirinin bir amacının da konuyu anlaşılır kılmak, sonuç çıkartmak ve toplumu yönlendirmek olduğunda kuşku yoktur.
Kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken fonksiyonlarını etkilemeyi ve saygınlıklarına zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı saldırılara karşı korunmaları asıldır. Ancak demokratik bir hukuk devletinde, kamu görevini üstlenenleri denetlemek, faaliyetlerini değerlendirmek ve eleştirmek kaynağını anayasadan alan düşünceyi açıklama özgürlüğünün sonucudur. Eleştirinin sert bir üslup ile yapılması, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgu ise de eleştiri yapılırken görüş açıklama niteliğinde bulunmayan, küçültücü, aşağılayıcı ifadeler kullanılmamalı, düşünceyi açıklama sınırları içinde kalınmalıdır.
Her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözün hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir olgu, isnat veya sövmek fiilini oluşturması gerektirmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kamu görevlisine karşı hakaret suçunda yapılan fiilin meseleyi medyatik zemine çekme, kamu görevlisi ile çatışma niyet veya stratejisinden başka bir amaca hizmet etmeyen temelsiz veya içi boş saldırılardan kamu görevlisini korumayı amaçlayan bazı sınırları geçmemesi gerektiğini, kabul edilebilirlik sınırının bazı durumlarda diğer bireylere göre daha geniş olabileceğini ancak kamu görevlilerinin siyasetçilerde olduğu gibi, her iş ve hareketlerini sıkı bir şekilde denetime açık hale getirdiklerinden bahsedilemeyeceği ve eleştiriler konusunda siyasetçilerle aynı kategoride değerlendirilmelerinin beklenemeyeceğini, kamu görevlilerinin görevlerini layıkıyla yerine getirmeleri için kamu güveninden faydalanmalarının gerekli olduğu gibi, görev başındayken sözlü saldırılara karşı korunmaları gerektiğini vurgulamaktadır. ""Peruzzi-İtalya, B. 39294/09, 30/06/2015""
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde şarlatanın anlamı, kendi bilgi ve niteliklerini veya mallarını överek karşısındakini kandıran, dolandıran kimse olarak tanımlanmıştır. Şarlatan kelimesi anlam olarak kişiyi küçük düşürücü niteliktedir.
Hakaret suçunun oluşumunda sözcüğün Türk Dil Kurumu Sözlüğündeki anlamı yanında halk arasında bölgesel veya yerel anlamda da içerdiği anlam dikkate alınmalıdır. Bazı sözcükler çeşitli bölgelerde içerdikleri anlam itibariyle Türk Dil Kurumunun düzenlediği sözlükten farklı anlamlar taşımaktadır ve bu durumun da kişiyi küçük düşürmede kullanılması halinde hakaretin varlığı kabul edilmelidir.
Sonuç: Hukuk, bozulan adalet duygusunun onarılması ve tekrar dengeye getirilmesini sağlamalıdır. Aksi halde toplum vicdani yaralanır ve adalete duyulan güven azalır.
Halk arasında şarlatan sözü kişiyi aşağılamak için kullanılan etkili bir ifadedir. Bu ifade karşısında zarar gören mağdur korunmalı ve bozulan adalet duygusu onarılmalıdır.
Katılanın gıyabında “içeride bir şarlatan var” diyerek hakaret eden sanığın gıyapta hakaret suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, sözün tanığı olan tanık Nadire Koyuncu dinlenmeden, ifadeyi duyan tanıklar ... ve ..."un beyanları ile yetinilerek ihtilat unsurunun gerçekleşmediğini belirtip, eksik inceleme veya yetersiz gerekçe ile sanığın beraatine karar verilmesi hukuka aykırı olduğu için katılanın temyiz nedenleri yerinde görülerek, tebliğnameye uygun olarak hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği düşüncesindeyim.