9. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/2735 Karar No: 2012/4066 Karar Tarihi: 14.02.2012
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/2735 Esas 2012/4066 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, HUMK'nin 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemeyecek miktar ve değeri olan taşınır mal ve alacak davalarında kesinlik sınırının değerinin, faiz, icra tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmadan sadece dava konusu edilen malın veya alacağın değeri dikkate alınacağını belirtmiştir. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenirken, ihtiyari dava arkadaşlığında temyiz sınırı her dava arkadaşı için ayrı ayrı belirlenir. Karşılık davalarında, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir ve tespit davalarında kesinlik sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir. Kararın temyizi kabiliyeti asıl alacağa bağlı olduğundan ve temyize konu edilen miktarın HUMK'nin 426/A, 432 maddeleri uyarınca kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davanın temyiz istemi reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. ve 2. Fıkraları, 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. Maddesi, 1086 Sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümleri ve HUMK'nin 426/A maddesi yer almaktadır.
9. Hukuk Dairesi 2012/2735 E. , 2012/4066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
YARGITAY KARARI 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yine geçici 1. Madde 2. Fıkrasına göre; “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz.” Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.’nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir. İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir. Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir. Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir. Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.’nun 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dosya içeriğine göre, yargılama giderlerine ilişkin kararın temyizi kabiliyeti asıl alacağa bağlı olduğundan ve temyize konu edilen miktar 1443 TL olup karar tarihi itibariyle 1.540 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacının temyiz isteminin HUMK.’nun 426/A, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 14.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.