MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili; taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasına konu 780 parsel ve 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan zirai ürünlerin vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... 21.10.2015 havale tarihli dilekçesi ile, ..., ..., ..., ..., ..., ... 6.11.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında muhdesatlar yönünden iddiaları olmadığını açıklamışlar, davalı ... 16.12.2015 tarihli yargılama oturumunda muhdesatlar hakkında bilgisi olmadığını bildirmiş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisinin 8.4.2016 tarihli rapor ve eki krokisinde gösterilen ve nitelikleri ... bilirkişisinin 11.4.2016 raporunda belirtilen hükmün 2. bendinde yazılı ağaçların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine, davayı kabul eden davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davalılardan harç, yargılama ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden; davacı tarafın, dava dilekçesinde 780 parsel ve 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan zirai nitelikteki muhdesatların davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmesini istedikleri ve her iki parsel maliklerine husumet yönelterek eldeki davayı açtıkları, ancak 16.12.2015 tarihli yargılama oturumunda taleplerinin sadece 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zirai ürünlerin tespitine ilişkin olduğunu bildirdikleri görülmüştür. Mahkemece, davanın kabulü ile 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zirai ürünlerin davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, 780 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi talep konusu yapılan 780 parsel sayılı taşınmazda malik olup, 2869 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile ilgisi bulunmayan ve temyiz isteğinde bulunan davalıların da harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK"nın 297/2 maddesi hükmünde taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Hal böyle olunca, tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre dava konusu 780 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."ın temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadelerine, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.