Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm dava ve karşı dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Yapılan soruşturma ile toplanan delillerden; tarafların 13.09.2009 tarihinde evlendikleri fiilen biraraya gelmedikleri, nikahtan sonra alınacak ev eşyaları konusunda aileler arasında sorunlar çıktığı, bu sorunlara bağlı olarak her iki tarafın kusurlu tutum ve davranışlarıyla fiili beraberliğin kurulamadığı ve her ikisinin de fiili beraberlik kurmaktan çeşitli bahanelerle kaçındıkları anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Evlenmekle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, birlikte yaşamak ve bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler. (TMK. md. 185) Eşlerin bu yükümlülüklerine aykırı davranmaları ve birliğin mutluluğunu temin için özenli davranmamaları ve isteksizlik göstermeleri her ikisi için de kusurdur. Bu bakımdan, bu sonucun ortaya çıkmasında taraflardan birini diğerinden baskın kusurlu kabul etmek mümkün bulunmamaktadır. Öyleyse kadın da dava açmak ve boşanmayı talep etmekte haklıdır. Kadının davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-karşı davalının kocanın boşanma davasına ve fer"ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15.12.2011 (Per.)