13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/826 Karar No: 2018/5353 Karar Tarihi: 08.05.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/826 Esas 2018/5353 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/826 E. , 2018/5353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR
Davacı, davalının eski eşinin babası olduğunu, davalının kendisi aleyhine ... İcra Müdürlüğü’nün 2006/1767 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, takip dayanağının 07.06.2001 tarihinde alınan ve ödenmeyen borç olarak gösterildiğini, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı ile arasında herhangi bir alışveriş olmadığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının %40 tazminatla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacının temyiz üzerine Dairemizce, 18.05.2012 tarih 2012/7538 Esas, 12794 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıya herhangi bir borcu olmadığı halde davalı tarafından hakkında icra takibi yapıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar Dairemizce davada dayanılan 07.06.2001 tarihli imzasız el yazılı belgenin HMK 202 maddesi hükmüne uygun olarak düzenlenmiş yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, belge üzerindeki yazı ve rakamların davacının el ürünü olup olmadığı araştırılması gerektiği ve konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan dayanılan belgedeki yazı ve rakamların davacı el ürünü olup olmadığı yönünde rapor alınması ve rapor sonucunda belgedeki yazı ve rakamların davacı el ürünü olduğunun anlaşılması durumunda davalının alacak iddiasını HUMK 292 maddesi kapsamında her türlü delillerle ispatlayabileceği belirtilerek tarafların tanık dahil tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının yazı ve imza örnekleri temin edilerek Jandarma Genel Komutanlığın’a yazı ve imza incelemesi yaptırılmıştır. Rapor sonucuna göre de 07.06.2001 tarihli belgedeki imzanın davacının eli ürünü olduğu, davalının davacıdan alacaklı olduğunun sübut bulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bozmaya uyulmakla, bozma ilamında belirtilen hususlar eksiksiz ve harfiyen yerine getirilmek zorundadır. Mahkemece, bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.Bu halde, mahkemece bozma ilamı gereği taraflara tanık dahil tüm delillerini bildirmesi için kesin süre verilerek ve buna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.