17. Hukuk Dairesi 2019/2373 E. , 2020/7383 K.
"İçtihat Metni" Davacı ... Otomotiv Tur. İnş. Mob. Dek. Akaryakıt Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasında görülen dava hakkında Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 21/06/2016 gün ve 2015/235-2016/437 sayılı hükmün, Dairemizin 26.12.2018 gün ve 2018/5733-2018/668 E-K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirket adına kayıtlı fabrikanın davalı ... şirketi nezdinde işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 26/01/2015 tarihinde davacı şirketin işyerinin temelinde yer kayması sonucu binada hasar oluştuğunu, davalı ... şirketinin dava öncesi başvuruyu hasarın binanın yapısal kusur sonucu meydana geldiğinden bahisle reddettiğini, binanın mevcut durumu ve oluşan hasarın tespiti için Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/34 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, yer kaymasının sigorta poliçesi teminatı içerisinde olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL tazminatın hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, binanın duvarında, zemin döşemesinde, seramik kaplamalarında, binanın dışındaki beten tretuvarda çatlamalar ve çökmelerin meydana geldiğini, bu durumun yer kayması sonucu meydana geldiğinin iddia edildiğini, yapılan eksper incelemesi sonucunda meydana gelen hasarın yapısal hasar olması nedeniyle mevzuat gereği müvekkili şirket tarafından tazmin edilmeyecek bir hasar olduğunun tespit edildiğini, davacı taleplerinin teminat dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 26.12.2018 gün ve 2018/5733 2018/668 E-K sayılı ilamı ile onanmış, onama kararının hatalı olduğundan bahisle davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda;
1-Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK’un 440.
maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
İşyeri Sigorta poliçesinde "yer kayması" riski 670.000,00 TL bedelle teminat altına alınmış olup, Yangın Sigortası Genel Şartları A.3 maddesinde "Ek Sözleşme İle Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Haller ve Kayıplar" başlığı altında, yer kayması olgusunun ek sözleşme ile poliçe teminatı altına alınabileceği belirtilmiş, Özel Şartlar başlıklı C.11 maddesinde ise; "Yer Kayması Klozu (Yangın Sigortası ile Birlikte Verildiği Takdirde Yangın Poliçesine Eklenecek Kloz)" başlığı altında; "Yangın Sigortası Genel Şartları Hükümleri saklı kalmak kaydıyla; sigortalı binanın inşa edilmiş olduğu arsada veya civarında vuku bulan yer kayması veya toprak çökmesi sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelecek zararlar ile sel veya su baskını nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararlar teminata ilave edilmiştir." düzenlemesi ve "Aksine Sözleşme Yoksa Teminat Dışı Kalan Haller" başlığı altında ise; "Sigortalı bina civarında yapılan kazılar nedeniyle meydana gelen yer kayması ve toprak çökmesinden doğan zararlar." düzenlemesi yer almıştır.
Dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde; 2015/34 D.İş sayılı dosyada bulunan ve inşaat mühendisi bilirkişi tarafından verilen raporda; hasarın yapısal olmadığı, zeminin kuzeye doğru kaymasından ve heyelan riskinden kaynaklandığı, yapının yüz metre uzaklığında inşaat yapımı için temel kazısı ve hafriyat çalışması yapıldığı, bu kaymanın bu kazı çalışması kaynaklı olup olmadığının veya olayı hızlandırıp hızlandırmadığının zemin etüdleri sonrasında netlik kazanabileceğinin belirtildiği, yargılama sırasında inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 31/03/2016 havale tarihli raporda; zemin kayması sebebiyle oluşar hasarların tekrar etmemesi için jeolojik etüd yaptırılarak, bu rapor sonucuna göre toprak kayması için önlem alınması gerektiği, jeoloji mühendisi tarafından düzenlenen 25/6/2016 havale tarihli raporda ise topografik eğimin %33 olduğu, inceleme alanında, son yıllarda yeni binalar yapıldığı, ihtiyaç gereği yeni yollar ve kazılar yapıldığı, önemli miktarda hafriyat alındığı, ve yeni şevlerin oluştuğunun gözlendiği, dava konusu binada kütle hareketlerinin tespit edildiği, bu hareketlerin binanın stabilitesini bozduğu ve binada hasar meydana getirdiği, bu kütle hareketlerinin başlıca sebeplerinin, sonradan yapılan
her türlü kazı çalışmaları olduğu, inceleme alanında yer alan killi yamaç molozu niteliğindeki birimlerin özellikleri, topografik eğim, yağış, yüzeysel- yer altı suları ve kontrolsüz yapılan kazılar olduğunun belirtildiği, hususları anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, gerekirse dava konusu binanın yakın civarındaki inşaatlara ait inşaat projeleri de getirtilmek suretiyle ve yukarıdaki açıklamalar ışığında, bilirkişilerden yer kayması olayının hangi nedenle meydana geldiği hususunda tereddüte mahal vermeyecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor alınarak açıklanan maddi ve hukuksal olgular değerlendirilip hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davalı vekilinin yapmış olduğu karar düzeltme isteminin bu yönü ile kabulü gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile Dairemizin 26.12.2018 gün ve 2018/5733 2018/668 E-K tarihli onama kararının kaldırılarak, mahkeme hükmünün BOZULMASINA; temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.