2. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/23108 Karar No: 2011/22166
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/23108 Esas 2011/22166 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Boşanma davasıyla ilgili olarak, daha önce açılmış ve reddedilmiş bir davada verilen ret kararının kesinleşmesinden üç yıl sonra ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerektiği, bu nedenle boşanma kararı için eşlerin kusurlu olmasının önemli olmadığı belirtilmiştir. Dava açılmadan önce eşlerin bir araya gelmediği kanıtlanmıştır. Bu nedenle kocanın davası kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kadının araç değerinin yarısı, eşya hasarı, altın ve diğer takıların bedeli olarak toplam 50.000 TL istemi ise boşanma isteği içermemesi nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi boşanma sebepleri ve kusurun araştırılması için önemlidir.
2. Hukuk Dairesi 2010/23108 E. , 2011/22166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kemer Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :16.7.2010 NUMARASI :Esas no:2007/612 Karar no:2010/373
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş olan davada verilen ret kararının kesinleşme tarihinden itibaren üç yılın geçmesi ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gereklidir. Bu nedenle bizatihi boşanma kararı verilebilmesi için eşlerin kusurlu olup olmadıklarının önemi yoktur. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat talepleri bakımından araştırılmalıdır. Davacı-davalı koca tarafından açılan ve reddedilen dava 15.9.2004 tarihinde kesinleşmiş olup; bu dava üç yıllık fiili ayrılık süresi sonunda açılmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi ret kararının kesinleşmesinden sonra tarafların bir araya gelmediği de kanıtlanmıştır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davacı-davalı kocanın davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve yasal olmayan gerekçelerle davanın reddedilmesi isabetsiz olup; bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-davacı kadın 11.10.2007 günlü cevap ve karşı dava dilekçesinde taleplerini; araç değerinin yarısı, eşya hasarı, altın ve diğer takıların bedeli olarak toplam 50.000 TL:"nin ödenmesi, asıl davanın reddi ve boşanmaya karar verilmesi halinde boşanmanın eki (fer"isi) niteliğindeki taleplerini sıralayarak açıklamıştır. Bu talepler içerisinde boşanma isteği yoktur. Davalı-davacı kadının boşanma isteğini de içeren harcı verilerek usulüne uygun açılmış bağımsız, yahut karşılık davası olmadığı halde; yazılı şekilde kadının boşanma davasının kabulüne de karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyize konu hükmün yukarıda 1. ve 2.bentlerde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2011 (Çrş.)