Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/42601
Karar No: 2018/5349
Karar Tarihi: 08.05.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/42601 Esas 2018/5349 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/42601 E.  ,  2018/5349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı avukat, borçlu kişiler hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/250 esas sayılı kamu davasında davalının kendisine yetki verdiğini, bu sırada Av. ... ile olan ortaklığının son bulduğunu, davalı ile yapılan sözleşme de dikkate alınarak ilgili dosyanın kendisinde kaldığını bu durumun davalı tarafından bilindiğini, hatta davalının 20.01.2012 vade tarihli 11.000,00 TL tutarlı bir adet bonoyu icra takibine vermesi için yetki verdiğini, 2012 yılında borçlu kişiden bir miktar para alındığı ve imza karşılığında davalıya ödendiğini, sonrasında davalı tarafça vekillikten azledildiğini, bunun üzerine borçlu hakkında ... İcra Müdürlüğü’nün 2012/2139 esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının ise dosyada vekaletinin olmadığı savunması ile ödeme emrine itiraz ettiğini, bürolarında çalışan kişilerin kendisinin vekaleti yerine gider avukatın vekaletini koyduğunu, bunun taraflarınca bilinmediğini, bilinse bile bu eksikliğin başta ve her zaman giderilebilecek usulü bir eksiklik olduğunu, bu eksikliğinde ileri zamanlarda taraflarınca giderildiğini, işlemlerin her aşamasında vekalet varmış gibi davranıldığını, vekalet ilişkisinin bu hali ile yasal dayanağının bulunduğunu, davalının ise paraların düzenli olarak tahsil edileceğinini anlaması üzerine %25 oranında vekalet ücretini ödememek için bu yola başvurduğunu, tüm bu nedenlerle ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/1698 esas sayılı dosyasında davalının haksız itirazının iptali ile haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz neticesinde % 20 oranından az olmamak kaydı ile inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacı ..."in İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davasının reddine,davacı davasında haksız ve kötü niyetli olduğu için 1.500,00 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalı ..."a verilmesine karar verilmiş;hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı avukat, vekil sıfatıyla davalı adına takip etmiş oldukları dava ve takip dosyaları nedeniyle ödenmeyen vekalet ücretinin tahsilini istemiş, davalı ise, davacının kendisinin avukatı olmadığını, davacının avukatlık görevini kötüye kullandığını beyan ederek azlin haklı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı-alacaklı avukatın Avukatlık Kanunu’nun 174/2 maddesi uyarınca avukatlık ücretine hak kazanamayacağı tespit edildiğini, davacı-alacaklı genel hükümler dairesinde 7.500,00 TL alacağının varlığını ispat edemediği, davalı- borçlu davanın reddine yönelik olarak borcum yoktur savunmasında bulunduğu ve yemin ettiği, bu nedenle borçlu- davalı dava dilekçesindeki ileri sürülen vakıaların tümünü inkar etmiş sayılacağı, davacı-alacaklı genel hükümler dairesinde 7.500,00 TL alacağının varlığını ispat edemediği ve davalı - borçlunun ispat kuralları çerçevesinde bunun aksini ispat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı avukatın, avukatlık mesleğinin gerektirdiği güvene uygun davranmadığı, Avukatlık Kanununun 38/b ve meslek kurallarının 36.maddesine aykırı olarak herhangi bir çekilme ya da azil olmadan, vekalet ilişkisi devam ederken davalı ... aleyhine ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/1854 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, yüklendiği görevi özen ve doğrulukla yerine getirmediğinden azlin haklı nedene dayandığı, davacı avukatın, Avukatlık Kanununun 174/2 maddesi uyarınca avukatlık ücretine hak kazanamayacağı bildirilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davacı avukatın, vekil olarak borçları BK’nın 389 (TBK 520) ve devam maddelerinde gösterilmiş olup öncelikle vekilin BK’nın 390 (TBK 506) maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil-vekil eden arasında bulunan vekalet sözleşmesinin temel dayanağı güven ve saygı ilişkisidir. Güven sarsıcı harekette bulunulması sonucu ilişkinin sarsılması, buna da davacı tarafın tutum ve davranışının yol açması halinde azil haklıdır. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekillik görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanunu’nun işin reddi zorunluluğunu düzenleyen 38. maddesinin b bendinde "aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa" teklifi reddetmek zorunda olduğu hükmü, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü ve yine avukatlık meslek kurallarının 36. maddesinde "Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz" hükmü mevcut olup bu hükümlere göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir.
    Davacı avukatın, vekalet akdi devam ederken,davacı avukatın herhangi bir çekilme ya da azil olmadan Mevlüt Gürbüz vekili olarak ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/1854 esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatarak avukatlık kanununa, avukatlık meslek kurallarına ve taraflarca imzalanan avukatlık sözleşmesine aykırı davrandığı sabittir. Bu nedenle davalının savunmasında belirttiği, bilirkişi raporlarında tespit edildiği ve mahkemeninde kabulünde olduğu üzere davalı, davacıyı haklı olarak azletmiştir.Somut olayda, azil haklı olduğu için davacı avukat, sadece azil tarihi itibariyle kesinleşmiş olan dosyalar nedeniyle vekalet ücretine hak kazanmış olup, Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi gereğince, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde, asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla, emeğine göre müddeabihin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarda, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen maktu miktarlarda vekalet ücreti talep edebilir. O halde mahkemece, davacının azil tarihi itibariyle kesinleşen dosyalarda, değeri para ile ölçülebilen davalar yönünden, işin niteliği, zorluk derecesi, işe harcanan zaman, sarf edilen emek ve işe katkı değeri dikkate alınarak müddeabihin değerinin %10’u ile %20’si arasındaki oranlarda takdir edilecek miktarlar üzerinden, değeri para ile ölçülemeyen davalar yönünden ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu oranda ücret talep edebileceği göz önüne alınarak, her bir dosya yönünden “taleple bağlılık” kuralı da dikkate alınmak suretiyle vekalet ücretinin tespit ve tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi