8. Ceza Dairesi 2019/7708 E. , 2019/13012 K.
"İçtihat Metni" Evi terk eden çocuğu ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutma suçundan sanık ... Batı"nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 234/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis (2 kez) cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Suluova Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli ve 2013/97 esas, 2013/478 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine, önceki hükmün aynen açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 234/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis (2 kez) cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Suluova Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2018 tarihli ve 2018/77 esas, 2018/381 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, sanığın kanuni temsilcinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocukları rızalarıyla yanında tutup çocukların ailelelerini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeme eyleminin aynı zaman dilimi içinde ve hukuki kesintiye uğramadan gerçekleşmesi sebebiyle, devam eden bir süreç içerisinde farklı iki çocuğa karşı gerçekleştirilmiş olan eylemin tek bir eylem olduğu kabul edilerek, 5237 sayılı Kanun"un zincirleme suça ilişkin 43/2. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.02.2019 gün ve 2019/963 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.02.2019 gün ve KYB/2019-16288 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK.nın 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanığın beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacağı belirtilmiş olup, bu denetim süresi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlamaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekmektedir.
İncelemeye konu dosyada sanık hakkında 09.07.2013 tarihli karar ile evi terk eden çocuğu ailesinin veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, gıyabi kararın sanığın yargılama aşamasında bildirdiği ve dosya kapsamına göre bilinen en son adresi olan “ ...” adresine 7201 sayılı Yasanın 10. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edilmesi, bu adrese çıkartılacak tebligatın bila-tebliğ edilmesi, halinde ise 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresine tebligat yapılması gerekirken, doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın usule aykırı olmasından dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediği ve sonraki tüm işlemlerin hukuken geçersiz olduğu belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından,
Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 24.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.