MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile yapmış oldukları son kira sözleşmesini tahliye tehdidi altında imzaladığını, ancak kira sözleşmesinde belirlenen aylık 700 TL kira bedelinin yüksek olduğunu ileri sürerek kiralananın aylık kira bedelinin 400 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kira sözleşmesinin her yıl tarafların özgür iradesi ile yenilendiğini, bu nedenle kiracının kira bedelinin tespitini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya 23/11/2015 tarihinde göndermiş olduğu ihtarname ile 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arasındaki kira bedelinin aylık 810 TL olarak tespit edildiğinin ve bu kira bedelinin kabul edilmemesi halinde 2886 sayılı Yasanın 75. Maddesi gereğince davacının fuzuli şagil sayılacağı hususunun ihtar edildiği, davacının kira sözleşmesini özgür iradesi ile imzalamadığından davacının taşınmazı kullanmaya devam etmiş olmasının kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmeyeceği ve bu durumda davacı kiracı tarafından ödenen miktarın gerçekte haksız işgal tazminatı bedeli olduğundan kira parasının tespitinin de istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 30 ve devamında bir takım irade bozuklukları hallerinde irade bozukluğu bulunan tarafın sözleşme ile bağlı olmayacağı düzenlenmektedir.
Somut olayda davacı tarafından imzalanan ve davalı tarafından da kabul edilen 02/02/2016 tarihli 2016 yılı için aylık kira bedelinin 700 TL olarak kabul edildiğine ilişkin taahhütname, kira sözleşmesinin yenilenmesi mahiyetindedir. Davacı tarafından TBK m. 30 ve devamında belirtilen hallerden biri nedeniyle bu sözleşme ile bağlı olunamayacağı ileri sürülmediğine göre taahhütnamedeki miktar geçerlidir. Buna göre, kira sözleşmesi ve


taahhütnamede belirtilen aylık kira bedeli taraflar arasında geçerli olduğundan kira bedeli tespitinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacının haksız işgalci olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, sonucu itibariyle karar redde ilişkin olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün değiştirilen gerekçe ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.