16. Hukuk Dairesi 2016/6128 E. , 2019/2170 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 32 parsel sayılı 37.843,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 26.05.2015 tarihli raporda pembe renk ile gösterilen 9.601,16 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ve müstakilen adına tescili istemiyle dava açmış olup dava dilekçesinde; taşınmazın öncesinde dedesine ait olduğunu, dedesinden babasına, ondan da kendisine intikal ettiğini ifade etmiştir. Yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar da aynı yönde beyanda bulunmalarına rağmen davacıdan, taşınmazın kendisine müstakilen ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs..) hususunda açıklama istenmemiştir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, mirasçılardan birisi tek başına taşınmazın adına tescili için dava açamayacağı gibi bu şekilde açılan davalara diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması suretiyle devam edilmesi de mümkün değildir. Bu içerikteki davaların aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmelidir. Somut olayda, mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Öte yandan, yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları, taşınmazın ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında soyut ve yüzeysel nitelikte olup hükme esas alınabilmeleri mümkün değildir. Bunun yanında, bir taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarının uzmanı tarafından incelenmesi metodundan da yararlanılmamıştır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilerek bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece bu yönteme müracaat edilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle taşınmazın ilk sahibi olduğu belirtilen davacının dedesine ait nüfus aile kayıt örneği getirtilerek başkaca mirasçıları var ise, çekişmeli taşınmaz bölümünün murisinden kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs..) hususunda davacıdan açıklama istenmeli ve bu hususta kendisine ispat hakkı tanınmalı, taşınmazın bir şekilde davacıya müstakilen intikal ettiğinin sübuta ermiş olması şartıyla dosyada bulunmayan çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak örnekleri, varsa tespite dayanak belgeler ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ilgili mercilerden getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümünü içine alan tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, önceki keşifte yer alan ziraatçı bilirkişilerden farklı üç kişilik ziraat mühendisi ünvanına sahip bilirkişi heyeti hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesi, niteliği, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, davacıya murislerinden intikal etmiş ise müstakilen ne şekilde intikal ettiği, tespit tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, ne kadar süredir ve nasıl kullanıldığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir ve çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli krokili rapor istenmeli; hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda incelemesi yaptırılmalı, bu kapsamda çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine yönelik rapor alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.