3. Hukuk Dairesi 2017/6975 E. , 2019/3475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak ve kira bedelinin indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan kira sözleşmesinde bahsi geçen kır kahvesinin davalı kiraya veren tarafından yapılmaması üzerine kendisi tarafından yapıldığını, kira sözleşmesinin imzalandığı 10/03/2009 tarihinden kır kahvesinin faaliyete geçirildiği 31/12/2013 tarihine kadar kır kahvesinin işletilememesi nedeniyle kazanç kaybının bulunduğunu ileri sürerek 1.000 TL yoksun kalınan kazanç, 1.000 TL yapılan masraf olmak üzere şimdilik 2.000 TL belirsiz alacağın davalıdan tahsiline ve kira bedelinin geriye dönük bir şekilde indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile sözleşme imzalanırken kır kahvesinin faaliyette olmadığını davacının bildiğini ve sözleşmeyi buna rağmen imzaladığını, nitekim kır kahvesinin kullanılamadığı dönemlere ilişkin aylık kira bedelinin bu durum göz önünde bulundurularak belirlendiğini ve böylece kira bedelinde bir indirimin zaten gerçekleştirilmiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 97.891,21 TL yoksun kalınan kazanç ile 404.028,00 TL imalat için yapılan masraf bedelinin kabulüne karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, davaya konu maddi olguların mahkemece ne şekilde nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar, kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntıları ile ortaya koyan, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık
taşıyan gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin, her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3.maddesi ile ona koşut bir
düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi de bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Gerekçe, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalıdır. HMK 297. maddesi ile kapsamı belirtilen hükmün açık ve net olması gerekliliğinin yanı sıra gerekçe de anlaşılabilir, yeterli ve denetlenebilir olmalıdır. Gerekçe içerisinde ve gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili uygunsuzluklar bulunmamalıdır.
Somut olayda Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında "davacının kır kahvesinin kullanıma hazır olmadığını bilebilecek durumda olması ve davalı tarafından kır kahvesine ilişkin kira tahakkuku yapılmaması hususu düşünüldüğünde, davacı tarafından yoksun kalınan kâr talebinden davalı tarafın sorumlu olmayacağı" ifadelerine yer verilmiş olmasına rağmen, hüküm fıkrasından hemen önce bu defa davacı tarafın incelenen defter ve belgelerinden 97.891,21 TL kazanç kaybının bulunduğunun tespit edildiğinden bahsedilmek suretiyle bu miktar üzerinden kazanç kaybının kabulüne karar verilerek gerekçe içinde çelişki yaratıldığı gibi hüküm ile gerekçe arasında da çelişki yaratılarak Yargıtay denetimine de elverişli olmayacak şekilde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece; gerekçe ile hükmün birbirine uyumlu olduğu, yeterli, açık, denetlenebilir bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiş, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.