21. Hukuk Dairesi 2019/3425 E. , 2020/1886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 15/07/2007-04/11/2011 tarihleri arasında işletme müdürü olarak çalıştığını, hizmetlerinin davalı Kuruma bildirilmediğini ileri sürerek, 15/07/2007-04/11/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline ve davalı işveren nezdinde aylık ortalama 5.000,00 TL ücret aldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı işveren vekili, davacının davalı işverenin damadı olduğunu, kızı ile evliliği müddetince aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, zaman zaman davalının işlerine nezaret ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kurum vekili, eylemli ve gerçek çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece; işçilik alacaklarına yönelik istemin işbu davadan tefrik edilerek, davanın kısmen kabulü ile, davacının 15.07.2007-31.12.2007 arası 165 gün günlük 19,50-TL, 01.01.2008-30.06.2008 arası 180 gün günlük 20,28-TL, 01.07.2008-31.12.2008 arası 180 gün günlük 21,29-TL, 01.01.2009-30.06.2009 arası 180 gün günlük 22,20-TL, 01.07.2009-31.12.2009 arası 180 gün günlük 23,10-TL, 01.01.2010- 30.06.2010 arası 180 gün günlük 24,30-TL, 01.07.2010-31.12.2010 arası 180 gün günlük 25,35-TL, 01.01.2011-30.06.2011 arası 180 gün günlük 26,55TL, 01.07.2011-04.11.2011 arası 180 gün günlük 27,90-TL ücretle davalı işyeri nezdinde çalıştığının tespitine, ücret iddiasına yönelik olarak yazılı bilgi veya yazılı delil başlangıcı sayılabilecek nitelikte belge ibraz edilmediği, salt tanık anlatımlarına ve emsal ücret araştırmasına göre karar verilemeyeceği gerekçesiyle ücret tespiti isteminin reddine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince, bordro tanıklarının anlatımları ile özellikle boşanma dava dosyasında dinlenen tanık ..."ın beyanına göre, davacının davalı işyerinde hizmet akdine istinaden çalıştığının sabit olduğu, davacının ücret iddiasını doğrulayan yazılı belge bulunmadığı, bu nedenle çalışmanın sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden geçtiğine yönelik kararın yerinde olduğu gerekçesiyle; mahkemece "davanın kısmen kabulü ile davacının 19.07.2007-04.11.2011 tarihleri arasında ... adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden çalıştığının tespitine" karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde "Davanın kısmen kabulü ile davacının 15.07.2007 - 04.11.2011 arasında davalı işyeri nezdinde çalıştığının tespitine" karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-1 maddesine göre esastan reddine, davalı ... mirasçıları vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davacının 19.07.2007 - 04.11.2011 tarihleri arasında Alaeddin Kırca adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz:Davacı vekili, dinlenen tanıkların davacının işletme müdürü olduğunu ve geniş yetkilerle çalıştığını beyan ettiklerini, dolayısıyla davacının düz bir işçi ile aynı ücreti almış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemece emsal ücret araştırması yapılmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.Dahili davalılar vekili, salt tanık anlatımlarının hükme esas alınamayacağını, ayrıca tanık beyanları arasındaki çelişkinin de giderilmediğini belirterek temyizen kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlere ilişkin tanık anlatımlarının örtüşmediğini, Kurum kayıtlarının esas olduğunu, işbu davanın açılmasına Kurumun sebebiyet vermediğini belirterek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtayın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.Ayrıca, 506 sayılı Yasanın 77. maddesinde prime esas gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının uyuşmazlık döneminde davalı işveren tarafından sigortalı çalışma bildirimi olmadığı, işe giriş bildirgesi verilmediği, davacının dava dışı ... Bilişim Büro Makineleri Kırtasiye İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin ortağı olduğu, 01.02.2006 tarihinde başlayan vergi kaydı ile 01.02.2006-18.07.2007 arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-kur sigortalılığının bulunduğu, davalı işveren ... Bıçak Sanayi Ticaret ünvanlı ... sicil sayılı işyerinin 02.01.1984 tarihinde yasa kapsamına alındığı, bordro tanıklarının dinlendiği, emsal ücret araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı kayınpederine ait işyerinde işletme müdürü olarak çalıştığını iddia etmekte, tanık beyanlarında da davacının yönetici sıfatının bulunduğu ileri sürülmekte olup, bu çalışmanın varlığı ancak ücret ödemelerinin şirket kayıtlarına geçirilmiş olması halinde kabul edilebilir.Yapılacak iş, davalı şirket nezdindeki davacının işyeri özlük dosyası ile davalı şirketin ticari defter ve belgelerini istemek, söz konusu defter ve belgeler üzerinde muhasebeci bilirkişi marifeti ile yerinde inceleme yaptırmak ve davacıya ücret ödemesi bulunup bulunmadığını belirlemek, kayıtlara geçen bir ödeme varsa bu süreler için davanın kabulüne karar vermek, aksi halde salt tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğinden davanın reddine karar vermekten ibarettir.O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.G) SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan gerçek kişilere iadesine dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.