11. Ceza Dairesi 2016/2724 E. , 2019/3572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü nedeniyle, katılan vekilinin temyiz talebinin vekalet ücreti verilmesine yönelik; sanığın temyiz talebinin ise hükmün esasına yönelik olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.
1- Z Plast Plastik Askı ve Bobin İmlt. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan sanık hakkında, defter ve belgelerin ibrazı için gönderilen 20.08.2011 tarihli isteme yazısının, 26.08.2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, 15 günlük yasal süre içinde defter ve belgelerini ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın sorgusunda, suçlamayı kabul etmediğini, dayısı olan ......’ün kendisini kandırmak suretiyle adına şirket kurduğunu, hiçbir şirketin müdürü olmadığını savunması, sanığın yetkilisi olduğu şirkete ilişkin ticaret sicil kaydının dosyada bulunmaması, şirketin muhasebecisi olan mali müşavir Derviş Horzum’un 03.08.2011 tarihli dilekçesinde, şirketin defter ve belgelerini şirket yetkilisi olan ......’e teslim ettiğini belirterek buna ilişkin teslim tutanağı ibraz etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; ilgili ticaret sicil müdürlüğünden şirketin yetkilisi ve ortaklarını gösterir tüm kayıtların getirtilerek incelenmesi,......’un çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri, defter ve belgelerin sanığa teslim edilip edilmediğinin araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanun"un 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkûmiyetine ilişkin eyleminin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren ...... sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü, diğer kaydın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu anlaşıldığından, sanığın hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine, “...geçmişte kasıtlı suçtan mahkûm olduğu anlaşıldığından...” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.09.2011 tarihli 2011/3-167 Esas ve 2011/194 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, sanığın mahkûmiyetiyle sonuçlanan ceza davasında katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinde, vekil duruşmalara katılmasa dahi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, katılan lehine vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
c) Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında, defter ve belgelerin ibrazı için tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük sürenin sonu olan “10.09.2011” yerine, “2011” şeklinde eksik yazılması,
d) ...... sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.