4. Ceza Dairesi Esas No: 2015/27178 Karar No: 2016/1845 Karar Tarihi: 08.02.2016
Tehdit - mala zarar verme - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/27178 Esas 2016/1845 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edildi. Sanıklar N.S. ve O.S. ile suça sürüklenen çocuklar S.B., A.B. ve İ.Ö.'nün müdafiinin, temyiz istekleri reddedildi. Sanık O.S.'nin tehdit suçundan verilen hüküm ise temyiz edildi. Yapılan incelemeler sonucunda, sanığa yükletilen suçun kanıtlarıyla saptandığı, suçun kanunda öngörülen tipine uyduğu ve hükümde hukuka aykırılık olmadığı belirtildi. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki \"ve diğer siyasi hakları kullanmaktan\" ibaresi çıkartıldı. Bu nedenle hüküm, TCK'nın 53. maddesi uygulanarak düzeltilerek onandı. Kararda, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi belirtildi.
4. Ceza Dairesi 2015/27178 E. , 2016/1845 K. "İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2014/292842 MAHKEMESİ : Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 15/04/2014 NUMARASI : 2013/4 (E) ve 2014/61 (K) SUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Temyiz edilebilirlik koşulları yönünden yapılan incelemede; a-Sanık N.. S.."ın temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği, b-Sanık O.. S.. ile suça sürüklenen çocuklar S.. B.., A.. B.. ve İ.. Ö.. hakkında mala zarar verme suçlarından verilen kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliklerine göre, verildikleri tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez oldukları anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanıklar N.. S.. ve O.. S.. ile suça sürüklenen çocuklar S.. B.., A.. B.. ve İ.. Ö.. müdafiinin, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE, 2-Sanık O.. S.. hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık O.. S..’in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresi çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.