14. Hukuk Dairesi 2018/3020 E. , 2019/126 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.12.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.04.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenici temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 31985 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak yüklenicinin arsa sahipleri ile yaptığı 26.01.2004 tarih ve 1727 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde kendisine düştüğünü belirttiği 1. kat 11 numaralı bağımsız bölümün satışıyla ilgili olarak davalı yüklenici ile müvekkili arasında 07.03.2005 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi düzenlediğini, davalı arsa sahiplerinin mülkiyetinde bulunan dava konusu bağımsız bölümün tapusunun verilmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı arsa malikleri vekili, davacının dayandığı harici satış senedinin geçerli olmadığını, yüklenicinin iskan başvurusunda bulunmadığını, edimlerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.01.2015 tarih ve 2014/16157 E-2015/410 K sayılı ilamıyla “Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu inşaatın genel fiziki tamamlanma oranı % 96-97 olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda eksik ve ayıplı işlerin parasal karşılığı hesaplanmadığından bilirkişi kurulundan eksik ve ayıplı işlerin bedeline ilişkin ek rapor alınmalıdır. Ayrıca, davalılar arasındaki 26.01.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapının “genel iskanının alınması” borcundan yüklenici sorumlu olduğundan davacılara genel iskan ruhsatı almak üzere yetki ve uygun bir süre verilmelidir. Gerektiği takdirde yapıya genel iskan ruhsatı verilmesinin mümkün olup olmadığı belediyedeki işlem dosyasından da yararlanılarak mahallinde keşif yapılarak bilirkişiye incelettirilmeli, bir engel bulunmadığı sonucuna varılırsa genel iskan giderlerinin ne olduğu yetkili mercilerden sorulmalı, bu bedel ve bilirkişi kurulunca daha önce oran olarak belirlenen eksik işlerin parasal karşılığı toplamı arsa sahiplerine ödenmek üzere davacılara depo ettirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının eksik işler bedelini ödemeyeceğini belirttiği ve bu nedenle iskan masraflarının araştırılmasına gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bozmaya uyulduğu halde mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilamında, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu inşaatın genel fiziki tamamlanma oranı olan % 96-97’ye karşılık gelen eksik ve ayıplı işlerin hesaplanması gereğine değinilmiş, bozmadan sonra alınan 08.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda ortak alanlardaki ve dava konusu bağımsız bölümdeki imalat eksiklikleri değeri hesaplanmış, aynı raporda dava konusu taşınmazın iskan alma şartlarını taşıdığı bildirilmiş ancak mahkemece bozma ilamı doğrultusunda iskan giderlerinin ne olduğu konusunda araştırma yapılmamış dolayısıyla eksik işler bedeli ve iskan giderleri toplamı net olarak belirlenmemiş ve davacıya bu bedeli depo etmek üzere süre verilmemiştir. Davacı vekilinin 26.03.2018 tarihli beyan dilekçesinde, müvekkilinden hiçbir ödeme talep edilmeden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği; 10.10.2017 tarihli duruşmada müvekkilinin iskan harçlarını ödemeye hazır olduğunu ve 17.04.2018 tarihli duruşmada ise müvekkilinin eksik iş bedelinin yükleniciye düşen dava dışı daireler arasında paylaştırılması halinde kendisine düşeni ödemeye hazır olduğunu beyan ettiği nazara alınarak mahkemece davacının eksik işler bedelini hiç ödemeyeceği şeklinde yanılgılı olarak değerlendirmede bulunması isabetli değildir.
O halde mahkemece, dava konusu inşaatta yerinde keşif yapılarak inşaat seviyesi saptanmalı, eksik ve ayıplı işler bedeli ile iskan giderleri toplamı bozma ilamında açıklanan şekilde belirlenmeli ve belirlenen bu bedeli depo etmesi için davacıya süre verilmeli, depo ettiği takdirde davanın kabulüne aksi halde şimdi olduğu gibi davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece değinilen bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.