Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1609
Karar No: 2020/7365
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1609 Esas 2020/7365 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1609 E.  ,  2020/7365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2018/566 E. sayılı davanın kabulüne, dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, davalı ...vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili müvekkillerine ait araca, davalılardan ...’ın işleticisi ve sürücüsü, Güneş Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu biçimde çarpması sonucu müvekkillerinin çocuğunun vefat ettiğini belirterek şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ...Ş.’den ihbar tarihinden, davalı ...’dan ise kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen, her bir müvekkili için 25.0000,00’er TL’den toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiş, 23.12.2014 günlü dilekçeyle destekten yoksun kalma tazminatı istemlerini davacı ... için 14.937,54 TL’ye, davacı ... için 16.916,22 TL’ye yükseltmiştir. Davalı ... vekili,davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin ibra edildiğini bildirip, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 16.916,22 TL, davacı ... içinse 14.937,54 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan, davalı ... şirketinden ise 23.02.2007 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 7.000,00’er TL’den toplam 14.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle beraber davalı ...’dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin 16/03/2016 gün 2015/15309 Esas, 2016/30325 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın kabulüne, ... için 16.916,22 TL, ... için 16.950,79 TL tazminatın, davalı ... şirketinden temerrüt tarihi olan 23/02/2007, ..."dan kaza tarihi olan 09/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davanın kabulüne, ... için belirlenen 19.589,09 TL, ... için belirlenen 16.950,79 TL tazminatın kaza tarihi olan 09/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..."ın sorumlu olması, ... İçin belirlenen tazminatın 13.774,58 TL"sinden, ... için belirlenen tazminatın 11.870,60 TL"sinden temerrüt tarihi olan 23/02/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ... şirketinin sorumlu olmalarına ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı ...vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl dava ve birleşen dava, trafik kazası nedeniyle kazada ölenlerin mirasçılarının açtıkları maddi ve manevi tazminat davalarıdır.
    Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı
    sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. Maddesinde ise:
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
    Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Yukarıda vurgulanan hususlar,Hukuk Genel Kurulu"nun 19.04.2006 gün ve E:2006/4-142, K:229; 05.12.2007 gün ve E:2007/3-981, K:936; 23.01.2008 gün ve E:2008/14-29, K:4; 19.03.2008 gün ve E:2008/15-278, K:254; 18.06.2008 gün ve E:2008/3-462, K:432; 21.10.2009 gün ve E:2009/9-397, K:453; 24.02.2010 gün ve E:2010/1-86, K:108; 28.04.2010 gün ve E:2010/11-195, K:238; 22.06.2011 gün ve E:2011/11-344, K:436 ; 08.02.2012 gün 2011/10-726 E,2012/57K ;28.09.2012 gün 2012/3-444 E ,2012/638 K; 16.03.2012 gün 2012/2-97 E,2012/203 K sayılı kararlarında da, benimsenmiştir. Yine 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan
    nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama gerek yargı erki ile yargıcın, gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Bununla birlikte;Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının da açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
    Yerel Mahkeme kararın gerekçesinde; asıl davada destek tazminatı ve manevi tazminat talep edilmekte olup, bozma ilamından sonra alınan rapor ve ek rapora göre davacı anne ...’in gerçek zararının 36.505,31 TL, davacı baba ...’in gerçek zararının 31.888,31 TL olduğu belirlenmiştir. Kaza tarihinde poliçe limiti 57.500,00 TL olduğu için davalı ... maddi tazminatın tamamından, davalı ... şirketi poliçe limiti dahilinde garameten yapılan paylaştırma sonucu bulunan tazminattan sorumlu olduğu, buna göre asıl davada ... için 16.916,22 TL, ... için 14.937,54 TL tazminatın kabulüne karar verildiği, Daire’nin bozma ilamından sonra açılan 2018/566 E. sayılı birleşen davada ise; ...’ın, ... için bakiye 19.589,09 TL, ... için 16.950,79 TL bakiye zarardan, davalı ... şirketinin ise garameten paylaştırma sonucu bulunan tazminattan asıl davada kabul edilen kısım harici olan ... için 13.774,58 TL"den, ... için 11.871,66 TL"den işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğunun kabul edilmesine rağmen, kısa karar da asıl davada davalıların, ... yönünden sorumlu olduğu miktar 14.937,54 TL olması gerekirken 16.950,79 TL yazıldığı, anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, bu duruma fark edilmiş kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki olacağı bu hususun da yasaya aykırı olduğundan hükmün değiştirilmediği, kararın gerekçesinde de belirtilmiştir.
    Davanın taraflarının dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk
    denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunmasının zorunlu olduğu görülmüş, bu nedenlerle 6100 sayılı Yasanın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurları taşımadığı ve infazda tereddüt yaratacağı anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacılar vekili asıl davada manevi tazminat talep etmiş ve Mahkemece bozma öncesi manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemiz bozma ilamı ile, davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu, gerekçesi ile karar bozulmasına rağmen Mahkemece bozma sonrası manevi tazminat talebi yönünden karar verilmemiştir. Bu husus da yukarıda açıklanan ilkelere aykırıdır ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığına göre, mahkemece yapılacak iş; özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri de gözetilerek taraf bilgilerinin, tarafların iddia ve savunmalarının ve karar gerekçelerinin açıkça kaleme alındığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır.
    3-Bozma nedenlerine göre, davacılar vekili, davalı ...vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, davalı ...vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediğine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacılar ve davalılar Güneş Sigorta A.Ş ile ..."a geri verilmesine 19/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi