Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/16746
Karar No: 2016/1704
Karar Tarihi: 04.02.2016

un CMK’nın 231 maddesinin 14 fıkrasında yazılı suçlardan olmaması - - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/16746 Esas 2016/1704 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2015/16746 E.  ,  2016/1704 K.

    "İçtihat Metni"


    Tehdit ve yaralama suçlarından sanık ..."nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2,3-e, 106/1-1.cümle, 31/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 2 kez 2.000 TL. adli para cezaları cezalandırılmasına dair,... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/566 esas, 2014/611 sayılı kararının, ...Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2015 gün ve 72970 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 1- Kararın gerekçe bölümünde “...sanık hakkında hürümün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği kanaatine varılarak...” şeklindeki ibareye rağmen hüküm fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemek sureliyle gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmesinde,
    2- Sanığın mahkemece alınan savunmasında ve tanık..."ın kollukça alınan beyanında, mağdurun sanığa hakaret etmesi neticesinde yaralama eyleminin gerçekleştiğinin belirtilmiş olması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağın tartışılmadan karar verilmesinde,
    3- 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesinde yer alan, “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki ve aynı maddenin 11. fıkrasında yer alan, “İnfaz edilen hapsin süresi, adli para cezasının tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir.” biçimindeki düzenleme karşısında, fiili işlediği tarihte 18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit ve yaralama suçlarından suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, .... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli kararı ile adli para cezalarıyla cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen hükümlerin süresinde sanık tarafından ve tehdit suçu yönünden de O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 14/01/2016 gün, 2015/27759 esas ve 2016/499 sayılı kararı ile yaralama suçundan verilen hükmün miktar itibariyle reddine, yaralama suçundan verilen mahkumiyetin bozulmasına karar verilerek yaralama suçunun kesinleşmiş olduğu, ayrıca O Yer Cumhuriyet Savcısının yaralama suçu yönünden kanun yararına bozma isteği üzerine her iki mahkumiyet hükümleri yönünden gerekçe ile hükümde çelişkiye sebebiyet verilmesi, tahrik hükmünün tartışılmaması ve 5275 sayılı Kanunu"nun 106/4. maddesinin gözetilmeyerek hükümler kurulduğu gerekçesiyle, kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Gerekçeli karar ile hükümde çelişkiye sebebiyet verilmesi, 5237 sayılı TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen tahrik hükmünün tartışılmaması ve 5275 sayılı Kanunun 106/4. maddesinin gözetilmeyerek hükümler kurulmasına dair hukuka aykırılığa ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebileceği, Dairemizin 14/01/2016 gün, 2015/27759 esas ve 2016/499 sayılı kararı ile tehdit suçu yönünden bozma yapılmış olması karşısında, kesinleşen yaralama suçu ile ilgili olarak yapılan incelemede;
    1-Gerekçeli karar ile hüküm arasındaki çelişkinin değerlendirilmesi,
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının 141/3. maddesinde, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır”
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1. maddesinde, “Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230. madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.”
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
    - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
    - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
    - Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    - Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının olmaması,
    - Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
    Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddelerindeki düzenlemeler uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerektiği kuşkusuzdur.
    Somut olayda, hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanması koşulları bulunan sanık hakkında, kararın gerekçesinde CMK"nın 231. maddesinin uygulanma koşulları tartışılarak “sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verildiğine dair kanaate varıldığı belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” dair karar verilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye düşülerek karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    2 Haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması konusunun değerlendirilmesi,
    Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Kanun yararına bozma istemine konu edilen TCK’nın 29. maddesinde; “Haksız bir fiilin meydana getirdigi hiddet veya siddetli elemin etkisi altında suç isleyen kimseye, agırlastırılmıs müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diger hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında yaralama suçundan hüküm kurulurken temel ceza alt sınırdan belirlenmiş, suçta bıçak kullanılması nedeniyle TCK"nın 86/3-e maddesiyle artırım, yaş küçüklüğü nedeniyle TCK"nın 86/3-e maddesi ve takdiri indirim nedeni olarakta TCK"nın 62. maddesiyle indirim yapılmıştır.
    Kanun koyucu, olayın mahiyetine göre değerlendirme yaparak haksız tahrik altında suç işleyen sanık hakkında cezasında belirli oranlar arasında indirim yapmak üzere hakime takdir hakkı tanımıştır. Yerel Mahkemenin bu uygulamasına ilişkin kullandığı gerekçenin yerinde veya yeterli olup olmadığı, yine yasal sınırlar içinde yaptığı indirim oranı temyiz incelemesinde değerlendirilebilecekken, takdire müteallik konuların inceleme dışı bırakıldığı olağanüstü kanun yolu olan, kanun yararına bozma yoluyla bu hususlar denetlenemeyecektir. Ancak savunmada dile getirilmesine ve bir kısım sözel kanıtlarla da bu iddiaların doğrulanmasına karşın haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi ve tartışılmaması takdire ilişkin bir husus olmadığından, olağanüstü kanun yolu ile denetlenebilecektir. Buna göre sanığın aşamalarda, “mağdur..."yla karşılaştıklarında kendisiyle ısrarla konuşmak isteyerek, küfür ettiği” şeklindeki savunması ve tanıkların da bu savunmayı doğrulaması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması hukuka aykırıdır.
    3-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 106/4. maddesinin değerlendirilmesi,
    5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 106/4. madde ve fıkrasında "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." hükmüne yer verilmiş, 11. fıkrasında ise, “İnfaz edilen hapsin süresi veya kamuya yararlı işte çalışmanın, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda; suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında yaralama suçundan hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrilemeyeceği, ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsili cihetine gidileceği gözetilmeden, bu suç nedeniyle tayin edilen 2.000 TL adli para cezasının ödenmemesi halinde, TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca hapis cezasına çevrileceğine hükmedilmesi hukuka aykırıdır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, tehdit suçu yönünden hükmün temyiz incelemesine konu edilerek, Dairemizin 14/01/2016 gün, 2015/27759 esas ve 2016/499 sayılı kararı ile bozulmuş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
    2- a) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yaralama suçu yönünden yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında,... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/566 esas, 2014/611 sayılı kararın, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
    b) Bozma kararı doğrultusunda, anılan Kanun maddesinin 4/b fıkrası gereğince, mahkemesince yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasına, 04/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi