16. Hukuk Dairesi 2016/6078 E. , 2019/2159 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 132 ada 47 parsel sayılı 49.309,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarası ile 49.345,86 metrekare yüzölçümlü olarak; orman vasfı ile davalı ... adına kayıtlı bulunan temyiz konusu eski 132 ada 42 parsel sayılı 32.132,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarası ile 29.918,86 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan temyiz konusu eski 132 ada 43 parsel sayılı 26.486,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarası ile 26.252,07 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan temyiz konusu eski 132 ada 45 parsel sayılı 4.572,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarası ile 4.576,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., davalılara ait taşınmazların yüzölçümlerinin kendi taşınmazı aleyhine arttığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu 132 ada 42 ve 45 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddine, taşınmazların uygulama tutanağı gibi tescillerine, 132 ada 43 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın kabulüne, 132 ada 43 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 06.03.2014 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi gösterilen 268.32 metrekarelik bölümünün davacıya ait 132 ada 47 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, parsellerin yeni yüzölçüm ve sınırları ile tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve 132 ada 43 parsel sayılı taşınmaz maliki bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; mahkemece davalılara ait 132 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 06.03.2014 havale tarihli rapora ekli krokide (A) harfi gösterilen 268.32 metrekarelik bölümünün, tesis kadastrosu sırasında davacıya ait parsele dahilken uygulama kadastrosu sırasında davalılara ait parsel içinde ölçüldüğü, davalılara ait 132 ada 42 ve 45 parsel sayılı taşınmazlar ile davacıya ait 132 ada 47 parsel sayılı taşınmazın tesis ve uygulama kadastrosu sınırlarının uyumlu olduğu gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Çekişmeli 132 ada 42 parsel sayılı taşınmaz, tapuda “orman” vasfı ile Hazine adına kayıtlı olup, bu parsele yönelik davanın Orman Genel Müdürlüğü davaya dahil edilmeksizin sadece Hazineye karşı yürütülmesi ve böylelikle bu parsel yönünden taraf teşkilinin eksik bırakılması da isabetsizdir. Öte yandan, mahkemece yukarıda belirtilen şekilde ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğrafları getirtilmeden keşif yapılmış olup, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu, ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğraflarının incelenip değerlendirmeye tabi tutulmamış olması nedenleriyle yetersizdir. Taraf teşkili tamamlanmadan, yetersiz araştırma ve incelemeyle karar verilemez.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle 132 ada 42 parsel sayılı taşınmaz yönünden Orman İdaresinin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde, davalı Orman İdaresine savunma ve delillerini sunması bakımından imkan tanınmalı, sunması halinde tüm delilleri toplanmalı, daha sonra yukarıda belirtilen şekilde ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğrafları getirtilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, harita mühendisi sıfatına sahip önceki keşfe katılan bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı, tarafların taşınmazları arasında bir dere bulunup bulunmadığı, varsa yatak değiştirip değiştirmediği sorularak yerleri bilirkişilere işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, üç kişilik teknik bilirkişi kuruluna yukarıda ayrıntıları gösterildiği şekilde araştırma ve inceleme yaptırılarak denetime ve hüküm vermeye elverişli rapor alınmalı, rapor tanzim edilirken daha önce davacı lehine hüküm kurulan ve temyiz konusu olmadığı için kesinleşen parseller gözetilmeli, mülkiyete yönelik taleplerin uygulama kadastrosu sırasında dikkate alınmayacağı da göz ardı edilmeksizin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekili ve bir kısım davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.