3. Hukuk Dairesi 2017/7357 E. , 2019/3452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 28 Kasım- 01 Aralık 2013 tarihleri arasında düzenledikleri ... Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojiler Fuarı"na, davalının katılmak istediğinden 18.06.2013 tarihli katılım sözleşmesini imzaladığını ancak bilahare ....Noterliği’nin 02.10.2013 tarihli ve 21810 sayılı İhtarı ile fuara katılmayacağını duyurduğunu, cevabı ihtarı ile muhataba fuara katılımdan vazgeçmesi, katılım bedelini ödememesinin sözleşmeye göre mümkün olmadığının bildirildiğini, 01.12.2013 tarihinde 213410 sıra numarası ile 33.040 TL tutarlı faturanın kurye aracılığı ile davalıya tebliğ edildiğini, davalının ise ihtarname ekinde faturayı geri gönderdiğini ileri sürerek 33.040 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Sulh Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, 22.026,66 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun"una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayımızda, dava; hizmet (organizasyon- fuar) sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki akdi ilişki kira ilişkisi olmayıp hizmet alım sözleşmesidir. Bu durumda davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesi görevli değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, her iki tarafın tacir olması halinde 6102 sayılı TTK 4,5 md. uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi, aksi halde ise Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacağından, mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.