7. Hukuk Dairesi 2014/21786 E. , 2015/3698 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 31/07/2014
Numarası : 2014/30-2014/366
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Davalı temyizi açısından;
6100 sayılı HMK"nun geçici 3.madde 1.fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2.fıkrasına göre; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK"nun 427/2.maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra(inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında “5521 sayılı Yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15.maddesindeki düzenleme gereği HUMK"nun 427.maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
2014 yılında mahkemelerce verilen kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 1.890,00 TL"sını geçmesi gerekir.
Somut olayda temyize konu edilen miktar 1.890,00 TL"nın altında olup karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Davacı temyizi yönünden; dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3-Davacı, işyeri değişikliği uygulamasını kabul etmeyerek iş akdini haklı nedenle sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının haklı neden olmadan iş akdini feshettiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hükmedilecek avukatlık ücreti kabul edilen veya reddedilen miktarı geçemeyeceği halde davalı yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 8. bendinin tamamen çıkartılarak yerine;
“8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.