5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/18344 Esas 2020/6182 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/18344
Karar No: 2020/6182
Karar Tarihi: 10.06.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/18344 Esas 2020/6182 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın 5607 Sayılı Kanuna aykırılık suçlamasıyla mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, temyiz başvurusunda bulunulmuş ve tebligatın usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle eski hale getirme isteği kabul edilmiştir. Temyiz edildiğinde, yeni düzenlemeler uyarınca sanık lehine olan hükümler bulunduğu ve yerel mahkemeye sanığın mükerrir olup olmadığı ve yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanarak uygulama yapma görevi verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, hüküm bozulmuş ve dosya yerel mahkemeye gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5607 Sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\"
- 5607 Sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği
- 5237 Sayılı TCK'nin 7. maddesi
- 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası, sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının s
19. Ceza Dairesi         2019/18344 E.  ,  2020/6182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükümde tebligatın usule uygun yapılmaması nedeniyle eski hale getirme isteği yerinde görüldüğünden ve öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz isteğinin, gerekçeli kararın sanığın MERNİS adresinde 20/01/2015 tarihinde abisi Mahkum İşik"a yapılan tebliğ işlemine ilişkin belgedeki imzası ile bu kişinin verdiği vekaletnamedeki imzanın sanık müdafinin dilekçesinde belirttiği üzere birbirinden ilk bakışta farklı olduğunun anlaşılması ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren temyiz isteminde bulunulması karşısında, süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.