6. Ceza Dairesi 2016/3553 E. , 2018/5562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 23/03/2016 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanığın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetleri içinde en ağırı olan ... 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11.03.2009 gün ve 2008/331-2009/186 sayılı kararına konu olan hırsızlık suçundan hükmedilen 9 ay hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı ise de, karşı temyiz bulunmadığından anılan husus bozma nedeni yapılmamış.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)-Yakınan ..."ın aşamalarda özetle "04.10.2009 günü saat 03.30 sıralarında ben iş yerimde idim. Bu esnada hurdacılarda bekçilik yapan İbrahim bana seslendi ve yanına gelmemi istedi. Ben de yanına gittim. Kendisi ile tanımadığım bir şahıs tartışıyordu. Söz konusu şahıs birden kaçmaya başladı. Bu esnada arkadaşım cebinde bulunan cüzdanın çalındığını söyledi. Şahsı yakaladık, ancak bizi görünce belinden uzunca bir döner bıçağı çıkardı ve bize doğru salladı. Bıçak bana denk gelmedi. Olay yerine Polis çağırdık" dediği,
Yakınan ..."un 04.10.2009 tarihli kolluk ifadesinde "04.10.2009 günü saat 03.30 sıralarında bekçiliğini yaptığım yerde iş arkadaşım İbrahim ve yine aynı
yerde karpuz satan ... ile birlikte idim. Uyuduğum sırada sesleri duymam üzerine dışarı çıktım. Arkadaşlarım ile bir şahsın kavga ettiğini gördüm, yanlarına gittim. Bu esnada şahıs belinden uzunca bir döner bıçağı çıkardı ve bize doğru salladı. Bıçak benim elime denk geldi bunun üzerine olay yerine Polis çağırdık. Polis geldi olay bundan ibarettir. Ben bu şahsı tanımıyorum" dediği, kovuşturma aşamasında "Olay tarihinde müşteki ... beni ve diğer müştekiyi çağırarak cüzdanını sanığın çaldığını söyledi. Bunun üzerine sanığı hep birlikte koşarak yakaladık, ama bu esnada sanık üzerinden taşıdığı bıçağı bize salladı. Beni ve ..."i bıçakla yaraladı. Diğer müşteki ..."a bıçağı isabet ettiremedi, ben sanığın cüzdanı müşteki ..."e verdiğini gördüm." dediği,
Yakınan ..."in kolluk ifadesinde "04.10.2009 günü saat 03.30 sıralarında ben bekçiliğini yaptığını yerde oturuyordum. Yanıma tanımadığım bir şahıs geldi ve bana "Bu köpeği neden çaldın?" dedi. Köpeğin bana ait olduğunu söylememe rağmen şahıs bağlı olan köpeği çözmeye çalıştı. Ben ve yanıma çağırmış olduğum arkadaşlarım kendisini engelledik. Şahıs kaçmaya başladı. Bu esnada cebimde bulunan cüzdanın olmadığını fark ettim ve arkadaşlara "Bu adam benim cüzdanımı cebimden aldı koşun yakalayalım" dedim. Şahsı yakaladık. Bu esnada yolda atılı vaziyette cüzdanımı buldum, içini kontrol ettim, alınan herhangi bir malzemem yoktur. Şahıs bizi görünce belinden uzunca bir döner bıçağı çıkardı ve bize doğru salladı bıçak benim alnıma, ..."nun da eline denk geldi. Bunun üzerine olay yerine polis çağırdık Polis geldi" dediği, kovuşturma aşamasında, "Olay tarihinde sanık gelerek benimle köpek meselesi yüzünden tartıştı. Bu esnada sanık ayrıldıktan sonra cebimdeki cüzdanı kontrol ettiğimde cüzdanımın yerinde olmadığını fark ettim ve diğer müştekileri de çağırarak koşarak sanığı takip ettik. Sanığı yakaladığımızda sanık üzerinden çıkarttığı bıçağı bize salladı, beni ve diğer müşteki ..."u yaraladı. Diğer müşteki ..."ı yaralayamadı. Bu arada üzerinden çıkarttığı bana ait cüzdanımı da yere atıp olay yerinden kaçtı. Cüzdanımdan herhangi bir şey çalınmamıştı." dediği,
Sanığın suçlamayı kabul etmeyerek, köpeğini almaya çalışırken yakınanların kendisine saldırdıklarını, bu nedenle kendisini korumaya çalıştığını savunduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada ortaya çıkan duraksamaların ortadan kaldırılabilmesi için öncelikle yakınan ..."in ve ..."un aşamalarda değişerek gelişen, kendi içinde ve birbiri ile örtüşmeyen beyanları arasındaki açık aykırılıklar giderilip, suça konu cüzdanın hangi aşamada ve ne şekilde geri alındığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptandıktan sonra sonucuna
göre tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek suçun hukuki vasıflandırılmasının yapılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yetinilip yargılamaya devamla yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2)- 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
3-) Kabule göre de;
a-)Hırsızlık suçunun gece sayılabilecek vakitte işlendiğinin kabul edilmesi karşısında TCK"nın 143. maddesi gereğince cezada artırma yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-)Yakınan ... hakkında Balıklıgöl Devlet Hastanesi"nin 04.10.2009 tarihli raporunda yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtilmesine rağmen, aynı Hastane"nin 22.10.2009 tarihli raporunda yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin belirtildiği, ... Adli Tıp Şube Müdürlüğü"nün 26.11.2012 tarihli raporunda ise yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte tarif edilmesi karşısında, raporlar arasındaki açık çelişkinin giderilmesinden sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
c-)Yakınan ..."ın aşamalardaki beyanlarında sanığın kendisine bıçak salladığını, ancak isabet ettiremediğini ifade etmesi karşısında, temel cezanın 5237 sayılı TCK"nın 86. maddesinin 2. fıkrası yerine 1. fıkrası uyarınca belirlenmesi,
d-) Gerekçede kendisine yönelik kasten yaralama eylemi kalkışma aşamasında kalan yakınan ismi karıştırılıp gerekçe ile hüküm arasında farklı yazılarak açık çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.