Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/364
Karar No: 2017/6100
Karar Tarihi: 24.04.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/364 Esas 2017/6100 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/364 E.  ,  2017/6100 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    KARAR

    Davacılar vekili, vekil edenleri ve davalıların 359 ada 44 parsel sayılı taşınmazda malik olduklarını, taşınmazın üzerinde 5 katlı kargir apartman bulunduğunu, dava konusu yer hakkında ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nde 2012/863 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasının açıldığını, taşınmazda kat irtifakının henüz kurulmadığını, bina üzerinde bulunan bağımsız bölüm dairelerden 3-6 ve 7 numaralı olanların muris babalarının sağlığında tüm giderleri vekil edenlerince karşılanarak yaptırıldığını, söz konusu bağımsız bölümlerin vekil edenleri tarafından yapıldığının tesbitine ve aidiyetine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili; dava konusu taşınmazın 3-6 ve 7 numaralı bağımsız bölümlerinin yaklaşık 40 yıl kadar önce yapıldığını, kök muris.... 5 katlı kargir apartmanı kardeşi ... ile ortak yaptırdığını, yapımı aşamasında murisin maddi yönden herhangi bir sıkıntısının söz konusu olmadığını, hem apartmanın tamamı açısından hem de dava konusu yapmış bulundukları 3-6 ve 7 numaralı bağımsız bölümlerin yapımı aşamasında kök murisin evlatlarından herhangi bir destek almadığını, kendi geliri ile yaptırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., keşif sırasında alınan beyanında, dava konusu taşınmazda buulunan binanın zemin kat ve onun üzerindeki katının muris babası tarafından yapıldığını, davacılar ve davalıların ortak murisi olan ağabeyi .... .... beraber binanın karkasının tamamen yapıldığını, sonra iç kısımlarını beraber anlaşarak sağlı sollu olarak ayırdıklarını, 3, 6 ve 7 numaralı dairelerin .... düştüğünü, 7 numaralı dairenin için.... yaptırdığını, 6 numaralı dairenin içini davacı ..."ün yaptırdığını, 3 numaralı dairenin davacı ... ile beraber muris babasının yaptırdığını beyan etmiştir
    Mahkemece; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, 359 ada 44 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı kargir binanın içindeki; 6 numaralı dairenin ... tarafından, 3 numaralı dairenin ... tarafından inşaa edildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684/1. maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. 718. maddeye göre de, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Diğer yandan, aynı kanunun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre ise, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. ... Tüzüğü"nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/II. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir.
    Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, Kadastro Kanunu"nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı Kanun"un 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir.
    On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 359 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 190,50 m2 yüzölçümlü olarak, beş katlı kargir apartman niteliği ile, davacılar ve davalılar adına; 1/7/2011 tarihinde tevhit ile tescil edilmiş olduğu, bahse konu taşınmaza ait tapu intikallerinin ve kadastro tespit tutanaklarının dosya arasına bulunmadığı anlaşılmıştır.
    O halde, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; Mahkemece, anılan parselin kadastro tutanağının ilgili Tapu Müdürlüğü"nden getirtilerek kadastro tespiti ve kesinleşme tarihlerinin belirlenmesi ile dava konusu binanın ve bağımsız bölümlerinin göz önünde bulundurularak görülmekte olan eldeki davanın kadastro tespiti öncesi muhdesatlar için yukarıda açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi, buna göre anılan parsel üzerindeki muhdesat hakkında toplanan tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesinde isabet bulunmamaktadır.

    Bundan ayrı, Mahkemece; 17/02/2014 tarihinde yapılan keşifte, davacı tanığı ..., davacılar Hasan ve Osman"ın binanın üçüncü ve dördüncü katını tamamen yaptırdığını, diğer bir davacı tanığı olan ... üç, altı ve yedinci daireleri davacıların yaptırdığını beyan etmiş iken, davalı tanığı ... Gönül ise dava konusu bölümlerin içini davacıların yaptırdığını beyan etmiştir.
    Somut olayda; davacı ve davalı tanıkları çelişkili beyanlar vermişler, davacı tanıkları binaların tamamen davacılar tarafından yapıldığını beyan etmesine rağmen davalı tanıkları binaların içinin davacılar tarafından meydana getirildiğini belirtmişlerdir.
    O halde; taraf tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğundan 6100 sayılı HMK"nun 261/1 maddesi uyarınca çelişkinin yüzleştirmek suretiyle giderilmeye çalışılması, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilememesi durumunda hangi taraf tanığının beyanının üstün tutulduğunun karar gerekçesinde gösterilmesi, bundan sonra tüm taraf tanık beyanlarının birlikte tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi, yine; tanıklara binaların içinin mi yoksa tamamının mı davacılar tarafından yaptırıldığının sorulması,davacılar tarafından yapılan işlemlerin iyileştirme kapsamına girip girmediğinin tereddüte yol açmayacak şekilde belirlenmesi, iyileştirme gideri olduğunun tespiti halinde davacıların tespit davası açmakta hukuki yararlarının olmayacağının, sebepsiz zenginleşmeye dayalı eda davası açabileceğinin düşünülmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
    24/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi