Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/14063 Esas 2018/3604 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14063
Karar No: 2018/3604
Karar Tarihi: 09.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/14063 Esas 2018/3604 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talep etti. Davacının maluliyetinin olmadığı belirlendi ancak %20 müterafik kusur kabul edildi. Mahkeme, maddi tazminat talebini reddederken, 2.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verdi. Karar temyiz edildi ve temyiz itirazları reddedildi ancak davacının yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu belirlendi ve hüküm bozuldu.
Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek miktar, tatmin duygusunu gerçekleştirecek kadardır ve amaç, zararın karşılanmasını değil manevi huzuru sağlamaktır. Takdir olunacak manevi tazminat miktarını etkileyen özel haller ve şartlar da Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda açıklanmıştır. Hakim, takdir hakkını kullanırken ülkenin ekonomik koşullarını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, paranın satın alma gücünü, tatmin duygusunu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı da göz önünde bulundurmalıdır.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi.
21. Hukuk Dairesi         2016/14063 E.  ,  2018/3604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R

    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, iş kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat taleplerinin reddine, 2.000,00TL manevi tazminatın, iş kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamına göre, 25.12.2012 tarihli olayın SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği ve 30 günlük geçici iş göremezlik sebebiyle davacıya 789TL ödeme yapıldığı; davacıda maluliyetin bulunmadığı; alınan kusur raporuna göre davacı işçinin %20 müterafik kusurlu kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.