2. Ceza Dairesi 2017/761 E. , 2019/2720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 sayılı CMK"nın 42/1. maddesi uyarınca eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz isteminde bulunulması halinde inceleme yetkisinin ilgili Yargıtay dairesine ait bulunduğunun anlaşılması ile sanığa 07/08/2015 tarihinde yapılan gerekçeli kararın tebliğinin MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapıldığı, ikinci tebligatın yapıldığı 01/10/2015 tarihinde ise sanığın Söke Açık Ceza İnfaz Kurumunda olduğunun anlaşılığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, açıklanan biçimde yapılan tebliğ işlemlerinin geçersiz olduğu, sanığın öğrenme üzerine hükmü süresinde temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
1- Sanığın 23.10.2010 tarihinde... alışveriş merkezinde gerçekleştirdiği hırsızlık eylemine ilişkin yapılan incelemede,
TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2- Sanığın 25.10.2010 ve 01.11.2010 tarihlerinde Muhtar AVM’de gerçekleştirdiği hırsızlık eylemlerine ilişkin yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- Sanığın, müştekiye ait marketten 1 hafta arayla iki kez hırsızlık yaptığı anlaşılmakla; sanık hakkında TCK’nın 142/1-b, 143., 43. ve 168/1. maddeleri uyarınca ceza verilmesi gerekirken, iki ayrı hırsızlık suçundan iki kez ceza verilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
b- 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesi uyarınca sanık hakkında en fazla 2/3 oranında indirim yapılması gerekirken 3/4 oranında indirim yapılması,
c- 01/11/2010 tarihli hırsızlık eyleminde, güneşin doğuş ve batış zamanlarını gösteren çizelgeye göre, suç tarihinde güneşin batış saatinin 17.09 olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesine göre gecenin saat 18.09’da başlayacağı, müştekinin soruşturma aşamasında alınan ifadesine göre eylemin saat 18:30 sıralarında gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 14.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi