Esas No: 2021/1280
Karar No: 2022/1746
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1280 Esas 2022/1746 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1280 E. , 2022/1746 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 10.10.2010 tarihli sözleşme ile davalıya ait evin tadilat işinin kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamındaki işler ile ilave işlerin de tamamlandığı halde bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının sözleşme ile yapmayı üstlendiği işlerden bir kısmını yapmadığını, bir kısmının da kararlaştırılan nitelik ve kalitede olmadığını, ödemenin ise fazlasıyla yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarih ve 2016/5282 Esas, 2018/382 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, takibin 33.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 10.10.2010 tarihli sözleşme ile davacı yüklenici davalı iş sahibine ait evin tadilatı ve çevre düzenlemesi yapım işini üstlenmiştir. Bu sözleşmede yapılacak işlerin listesi, dış cephede yapılacak işte yüklenicinin görevleri ile ödeme şartları belirlenmiş ve işin toplam tutarı 55.000,00 TL KDV götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarih ve 2016/5282 Esas, 2018/382 Karar sayılı bozma ilâmında, “mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen ikinci bilirkişiden davacı tarafça ibraz edilen sözleşme suretindeki yapılacak işler listesi bölümünün 16. maddesinin üstü çizilmemiş kabul edilerek eksik ve kusurlar dikkate alınarak düşülmek ve her iki kattaki banyonun tadilatının yapılacağının kararlaştırıldığı kabul edilmek suretiyle sözleşme konusu iş kapsamında gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tespit ve bu oranı sözleşme bedeli 55.000,00 TL KDV'ye uygulayarak sözleşme kapsamında hak edilen bedel ile sözleşme dışı ve davalı iş sahibi yararına fazla imalât yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bunların nelerden ibaret olduğu ve yapıldığı ileri sürülen 2011 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, hesaplanacak hak edilen sözleşme kapsamı ve sözleşme dışı işler bedeli toplamından kanıtlanan ödemeler düşülerek ve davacının Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/7182 soruşturma nolu evrakındaki 4.000 Euro ile ilgili beyanı irdelenip ve ispat külfetinin kime düştüğü değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir” denmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği halde bozma ilâmının gerekleri yerine getirilmemiş, bozma ilâmına uygun şekilde bakiye iş bedeli hesaplanmadan karar verilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.05.1960 gün 21/9 sayılı kararı uyarınca, mahkemece Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla lehine olan taraf için usulî kazanılmış hak oluşacağından mahkemece bozma ilâmı uyarınca inceleme yapılması ve karar verilmesi zorunlu hale gelir. Somut olayda usulî kazanılmış hakkın istisnaları söz konusu değildir.
Bedelin götürü olarak kararlaştırıldığı işlerde yüklenicinin hak ettiği imalât bedeli ile ödenmemiş bedelin eksik ve kusurlar dikkate alınarak gerçekleştirilen imalâtın işin bütününe göre fiziki oranını tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanması suretiyle hesaplanıp, fazla imalât varsa bunların da iş sahibinin yararına olması koşuluyla yapıldığı yıl piyasa rayiçleriyle bedeli bulunup sözleşme kapsamındaki iş bedeline dahil edilmesi ve bundan kanıtlanan ödemeler düşülerek davanın sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişilerce düzenlenen raporlardaki hesap yöntemi sözü edilen ilkelere uygun olmadığı gibi, iki kat banyo bedelinin götürü bedele dahil olduğu kabul edilerek hesap yapılması gerektiği halde ilave iş bedeline dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan dava dışı ... vasıtasıyla yaptığı 4.000 Euro ödemenin kabul edilmemesi nedeniyle davalının yemin teklifi üzerine davacı asıl 10.06.2015 tarihli duruşmada 4.000 Euro'yu ...'den almadığına dair yemin etmiş ise de; davalı tarafça dosyaya sunulan ve davalının dava dışı ... hakkında yaptığı şikayet üzerine yapılan soruşturma sırasında davacının poliste alınan 20.10.2016 tarihli ifadesinde ...'den 4.000 Euro para aldığını, ancak bu parayı tadilatla ilgili değil davalının daha önce Türkiye'ye geldiklerinde kullandığı aracın motorunun yanmasından dolayı yapmış olduğu iş karşılığı aldığını beyan ettiği görülmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda davacı 20.10.2016 tarihli beyanı ile 4.000 Euro parayı aldığını kabul ettiğine göre, ödemeyi başka bir iş için aldığını ispat etmekle yükümlüdür. HMK’nun 375. maddesinin (g) fıkrasında lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması hali yargılamanın iadesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Yargılama devam ettiği için iade sebepleri yargılama sırasında değerlendirilmelidir. Bu nedenle davacının mahkeme huzurundaki 09.09.2015 tarihli yemin beyanı yok hükmünde sayılarak, davacının ödemeyi başka bir iş için aldığını ispat edememesi durumunda davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğunun hatırlatılması ve yemin teklif edilmesi halinde yeminle ilgili yargısal işlemin tamamlanması gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarih ve 2016/5282 Esas, 2018/382 Karar sayılı bozma ilamı dikkate alınarak, dosyada bulunan tüm bilirkişi raporları değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davacı tarafça ibraz edilen sözleşme suretindeki yapılacak işler listesi bölümünün 16. maddesinin üstü çizilmemiş kabul edilerek eksik ve kusurlar dikkate alınarak düşülmek ve her iki kattaki banyonun tadilatının götürü bedele dahil olmak üzere yapılacağının kararlaştırıldığı kabul edilmek suretiyle, sözleşme konusu iş kapsamında gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tespit ve bu oranı sözleşme bedeli 55.000,00 TL KDV'ye uygulayarak, sözleşme kapsamında hak edilen bedel ile sözleşme dışı ve davalı iş sahibi yararına fazla imalât yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bunların nelerden ibaret olduğu ve 2011 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, hesaplanacak hak edilen sözleşme kapsamı ve sözleşme dışı işler bedeli toplamından kanıtlanan ödemeler düşülerek ve davacının 4.000 Euro ödemeyi başka bir iş için aldığını ispat edememesi durumunda davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğunun hatırlatılıp ve yeminle ilgili yargısal işlemin tamamlanarak sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.