Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından kusur tesbiti, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tedbir nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece "davacı tam kusurlu" kabul edilmiş, buna bağlı olarak davalı yararına yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Oysa, toplanan delillerden; davalının eşine ve aynı binada oturan kocasının yakınlarına sürekli olarak ağır sözlerle hakaret ettiği, onu evden kovduğu; davacının ise, aynı binada oturan önceki eşinden olma çocuklarının evlilik birliğine müdahelesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Kocanın eşine fiziki şiddet uyguladığı sabit olmamış, 03.06.2008 tarihindeki olayın davacının kızı ile davalı arasında vukua geldiği, davacının bu olaya herhangi bir şekilde iştirakinin olmadığı belirlenmiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının, davacıya göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü zorunludur. Hal böyleyken, mahkemenin bu yönleri dikkate almaması, "davacıyı tam kusurlu kabul ederek" koşulları gerçekleşmediği halde davalı yararına maddi ve manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmetmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.12.2011 (Pzt.)