
Esas No: 2015/10431
Karar No: 2018/1495
Karar Tarihi: 19.03.2018
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/10431 Esas 2018/1495 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ..... Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık ... Ez hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “22.05.2011” yerine “08.05.2011” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir bir maddi yönden hata olarak görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmesi ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanığa 5271 sayılı CMK"nın 150. maddesi uyarınca baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin dosyadaki bilgilerden mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanık ... ’e yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “ sanığa yönelik yargılama giderlerine ilişkin” bölümün çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
C- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya kapsamında yer alan tutanaklar ile diğer bilgi ve belgelerden sanığın 03.05.2011 tarihli eylemi nedeniyle zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür.
İddianamedeki anlatım ve kabule göre sanığın 28.04.2011 tarihinde gizli soruşturmacıya extacy hap sattığı kabul edilmiş ise de; 28.04.2011 tarihli olay fiziki takip ve muhafaza altına alma tutanağı, 29.04.2011 tarihli CD görüntü çözüm tutanağı ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanık ...’in, 28.04.2011 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçununu işlediğine veya olaya iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün, BOZULMASINA,
D- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkûmiyeti bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
b) Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “28/04/2011” yerine “08/05/2011” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
E- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
b) Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “28/04/2011” yerine “08/05/2011” olarak yazılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.