19. Ceza Dairesi 2019/944 E. , 2020/6161 K.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"na muhalefet etmek suçundan sanık ..."ın anılan Kanun"un 56/4, 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/66 esas, 2017/471 sayılı kararını müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Bakırköy 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/09/2018 tarihli ve 2017/66 esas, 2017/471 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına dair Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/09/2018 tarihli ve 2018/1352 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 08/01/2019 gün ve 94660652-105-34-13727-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/01/2019 gün ve KYB 2019-4775 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
Sanık müdafi tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer görülmediğinden bahisle reddine ilişkin kararın merci tarafından gerekçesiz şekilde kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
1- Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceği, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine tâbi olabileceği göz önüne alındığında, henüz hukuken varlık kazanmayan hüküm yönünden olağanüstü yasa yolu olan yargılamanın yenilenmesi talebinin mümkün olmadığının gözetilmemesinde;
2- Kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi uyarınca;
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılması,
b)Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılması,
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması,
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, hallerinde mümküm bulunduğu,
Somut olayda, sanığın yetkilisi olduğu bayide 08/07/2013 tarihli sözleşme ile müştekinin kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle bilgisi ve rızası dışında 05397105900 numaralı gsm hattının aktive edildiğine yönelik değerlendirme ile sanığın cezlandırılmasına karar verildiği, sanık müdafiinin yargılamanın yenilenmesine yönelik talebinde ise suça konu sözleşmelerin aktivasyon işlemlerinin sanığın işletmekte olduğu bayiiden değil, üst bayii olan Ataçlar İletişim Dağıtım A.Ş. ünvalı işyerinden yapıldığının sonradan anlaşıldığını, aynı şekilde açılan davalardan sanığın beraat ettiğini ifade ettiği ve dilekçe ekinde benzer sözleşmelerdeki imza ve yazıların sanığın eli ürünü olmadığına ilişkin bilirkişi raporu sunduğu anlaşılmakla, dosyanın incelenmesinden yargılama sırasında savunma olarak sözleşmelerin üst bayi tarafından yapıldığının ileri sürüldüğü ve mahkemesince delillerin değerlendirilerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi karşısında, sanık müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak yapılan iddiaların yargılama aşamasına ilişkin olduğu ve hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan yeni bir olay yahut delil bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığının gözetilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/09/2018 tarihli ve 2018/1352 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; yeniden bir karar vermek suretiyle müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.