14. Ceza Dairesi 2017/722 E. , 2021/3201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü.
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, olay gecesi bir arkadaşının yanına gitmek için yolda yürüyen katılanı gören sanığın, kullandığı araçla yanına giderek gideceği yere bırakmayı önerdiği katılanın kabul etmeyerek yürümeye devam etmesi üzerine teklifini tekrarlayıp, aldığı olumsuz cevaba rağmen aracından inerek peşinden yürüdüğü katılanın taş fırlatması sebebiyle aracına binip ileride yolun sağına park ederek gizlendiği ve bir süre sonra yaklaşan katılanın başına arkadan vurup ağzını kapatarak yan taraftaki tarlaya sürükleyip üzerine çıktığı katılanın kendisine direnerek yüzünü tırnaklarıyla çizdikten sonra bağırmasını yakındaki tanıkların duyması üzerine eylemine son vererek ayrılması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın organ sokmaya yönelik icrai hareketlerini sonuna kadar götürebilme imkanı bulunduğu halde kendiliğinden vazgeçmesi nedeniyle nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmayıp, mevcut haliyle sübuta eren eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 102/1. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde uygulama yapılması
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" düzenlemesi gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili maddeleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.