9. Hukuk Dairesi 2009/39119 E. , 2012/3468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından duruşmalı temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının ilk olarak 05.08.1994 tarihinde ...Çocuk Evinde çalışmaya başladığını ancak çalıştığı iş yerindeki diğer personel ve yöneticilerle geçimsizlik içinde olduğunu, sürekli uyarılara rağmen geçimsiz davranışlarına devam etmesi üzerine 28.11.1996 tarihinde uyarı cezası aldığını, sonrasında ...Çocuk Evinde çalıştırılmaya başlandığını, aynı davranışlarının devam etmesi üzerine 10.03.1998 tarihinde uyarı aldığını, davacının çocuk evi müdiresine 29.08.2002 tarihinde hakaret ve tehdide varan sözler sarf ettiğini, davacının 5 yevmiye cezası ile cezalandırıldığını, en son olarak da disiplin kurulu kararı ile ihracına karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işe iade davasında verilen kararın kıdem ve ihbar tazminatı davasında bağlayıcı, olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kesin hüküm, hem kişiler, hem de devlet için hukuksal durumda istikrar sağlar. Hukuksal güvenlik ve yargı erkine güven, kesin hüküm kurumu ile sağlanır.
Kesin hüküm, yanların cüzi ve külli haleflerini ( özel ya da genel ardı ) bağlar. Bunun gibi kesin hüküm tüm yargısal organları da bağlar. Artık, hiçbir mahkeme aynı konuyu yeniden inceleyip, farklı yönde yeni bir karar veremez.
Yasama ve yürütme organları ile yönetim, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve yönetim, mahkeme kararları hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. ( Anayasa m. 138, IV ) Dolayısıyla kesin hüküm, sonradan
çıkarılan bir yasa ile değiştirilemez, ortadan kaldırılamaz. Kesin hüküm, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.
Bu bağlamda kesin delil ise, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir. Dosya arasında bulunan Eyüp 2. İş Mahkemesinin 2005/553-498 esas karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından iş akdinin feshedilmesi üzerine davalı işveren aleyhine feshin geçersizliği ve işe iade istemli dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 06.05.2005 tarih ve 2005/553-498 esas karar sayılı ilamı ile “davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 06.09.2005 tarih ve 2005/30849-35709 esas karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından açılan işe iade davasında feshin haklı olduğuna ilişkin mahkeme kararının fesih sebebine ilişkin olarak kesin hüküm teşkil ettiği şüphesizdir.
Kesin hüküm bulunan bir konuda, Mahkemece bu yönün doğruluğunun yeniden araştırılması ve inceleme konusu yapılması hukuken mümkün değildir.
Mahkeme feshin haklı olduğuna ilişkin kesinleşen mahkeme kararı ile bağlıdır. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hususun resen göz önünde tutulması gerekmektedir. Mahkemece söz konusu kesin hüküm varlığına rağmen davacının davasının kabulüne ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.