Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
TTK. 585 madde hükmüne göre poliçe bizzat keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi keşideci üzerine veya bir üçüncü kişi hesabına da tanzim edilebilir. Ancak TTK.nun 690. maddesi aynı yasanın 585 maddesine yollama yapılmadığından bonolar açısından bononun borçlusu konumunda olan keşidecinin kendisini lehtar göstermek suretiyle bono düzenleyemez, bir başka anlatımla lehtar ve keşideci sıfatının birleşmesi durumunda düzenlenen senet bono niteliğinde sayılmaz. Ancak somut olayda gözlendiği gibi senedi tanzim eden şirket ayrı bir tüzel kişilik olup lehtar tarafından senet arkasında borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili şirket yetkilisi E. Ş.’a senedin ciro edilmesi durumunda farklı bir gerçek şahıs olan ciranta konumundaki E. Ş.’a yapılan ciro geçerlidir. Bu gibi halde TTK 585 madde hükmünün uygulama olanağında yoktur. Zira E. Ş. senette tanzim eden veya lehtar konumunda değil ciranta konumundadır. Bu durumda mahkemece muterizin diğer itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.