12. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/11563 Karar No: 2019/15446 Karar Tarihi: 22.10.2019
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/11563 Esas 2019/15446 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Borçlu, takibe konu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olup kesinleşmeden icraya konulamayacağını belirterek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurdu. İcra mahkemesi, takibe konu ilamın tapu iptal ve tescil olup gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verdi. Ancak yüksek mahkeme, takibe dayanak teşkil eden ilamın sadece tapu iptal ve tescile ilişkin olduğunu ve infazı için kesinleşme koşulu bulunmadığını, dolayısıyla şikayetin reddedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararını kaldırdı. HUMK'nun 443/4. maddesi (HMK'nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden, ilamın para alacağına ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK'nun 5.10.2005 T., 2005/...-534 E.-2005/554 K.).
12. Hukuk Dairesi 2018/11563 E. , 2019/15446 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İlamlı takipte borçlunun, takibe dayanak ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olup kesinleşmeden icraya konulamayacağını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibe konu ilamın tapu iptal ve tescil olup gayrimenkulün aynınan ilişkin olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinden bahisle şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verildiği, alacaklının istinaf talebi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesi’nin 05.04.2018 tarihli 2018/22-830 sayılı ilamı ile; dayanak ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp, infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle alacaklı vekilinin istinaf talebinin HMK"nun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca esastan kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlu davacının şikayetinin reddine hükmolunduğu görülmektedir. HUMK"nun 443/4. maddesi (HMK"nun 367/2. maddesi) gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin aynı haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tâbidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı, ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esasına ilişkin hüküm kesinleşmeden,ilamın para alacağına ilişkin hüküm bölümü de infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK"nun 5.10.2005 T., 2005/...-534 E.-2005/554 K.). Somut olayda; takibe dayanak ilamın davacısı/borçlunun, muris muvazaasından kaynaklanan tapu iptal ve tescil ile sağlararası kazandırmaların iptalini talep ettiği, mahkemece; davanın reddine karar verildiği ve davalı/alacaklı tarafından ilamda hüküm altına alınan vekalet ücreti yönünden borçlu hakkında ilamlı icra takibi başlattığı görülmektedir. Mahkemece her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de tapu iptal ve tescil davasında gayrimenkulün aynı tartışıldığından uyuşmazlığın özünde ayni hakka ilişkin mülkiyet ihtilafı bulunduğundan ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile kesinleşmemiş ilama dayalı olarak başlatılan takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetli olup, alacaklının istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup,Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi’nin 05.04.2018 tarihli 2018/22-830 sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddesi uyarınca, (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 22/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.