11. Hukuk Dairesi 2018/4512 E. , 2019/5974 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/10/2017 tarih ve 2015/331 E- 2017/668 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen 05/07/2018 tarih ve 2018/252 E- 2018/712 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin atık yönetimi, taşınması ve transferi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile 295.000 ton çöpün 14.10.2013-14.10.2014 tarihleri arasında 1 yıl süreyle depolama sahasına taşınması işini müvekkilinin üstlendiğini, davalının taşıtmayı taahhüt ettiği 295.000 ton çöpün sadece 182.279,71 tonunun taşındığını, işin tonaj olarak % 61,789’lik, sözleşme bedelinin ise % 59,375’lik kısmının gerçekleştiğini, davalının eksik iş vermesi nedeniyle müvekkilinin harcadığı maliyetlere karşılık fiili zararının ve mahrum kaldığı kârın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL fiili zararın ve mahrum kalınan 5.000 TL kârın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28.07.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, mahrum kalınan kâr alacağının 96.201,49 TL olarak hesaplandığından bu miktara hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, evsel atıkların taşıtılması işinin tamamının davacı tarafından yerine getirildiğini, balyaların taşıtılması işinin ise, balyaların taşınacağı Solaklar ve Dilovası düzenli depolama alanlarında yer bulunmaması nedeniyle fiili imkansızlıktan dolayı gerçekleştirilemediğini, davacının idari ve teknik şartnamede yer alan yeterlik belgelerine haiz olduğundan sözleşme nedeniyle herhangi bir yatırımının sözkonusu olmadığını, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin geçerli olacağını, buna göre, taraflar arasındaki sözleşmenin kamu ihale kanunu kapsamında yapıldığından Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 53. maddesinin uygulanması gerektiğini, davacının bu madde kapsamında müracaatının da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davalının sözleşme dönemi için de depolama sahasında boş yer varken bu yere taşıtma yatıramadığı, depolama sahalarının sözleşmeden önce belirlendiği ve davalı tarafından bu depolama tesislerinin yerleşim yerine yakınlığının bilindiği, toplumsal baskıların sözleşme yapılırken öngörülmesi gerektiği, davalının savunmasındaki sebeplerin mücbir sebep yada haklı sebep olmadığı, eksik iş verilmesi nedeni ile davalının zararının karşılanması gerektiği, buna göre, davacının mahrum kaldığı kâr kaybının 96.201,49 TL olarak hesaplandığı, fiili zararın oluşmadığı, davalının savunmasında dayandığı Hizmet İşleri Genel Şartnamesindeki hükmün somut olayla ilgisinin bulunmadığı gibi, sözleşme davalı iş sahibinin kusuruyla ifa edilemediğinden bu maddeye göre zarar hesaplanmasının da mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL fiili zarar talebinin reddine, 96.201,49 TL mahrum kalınan kâr talebinin kabulü ile bu miktar alacağın 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 26.03.2015 tarihinden, 86.201,49 TL"sine ise ıslah tarihi olan 28.07.2017 tarihinden, 5.000,00 TL"sine ise 20.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.928,52 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.