4. Ceza Dairesi 2020/15473 E. , 2021/29296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz istemlerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A)Sanık hakkında katılanlar ... ve ...’e yönelik hakaret, ..., ... ve ...’e yönelik tehdit suçlarından verilen beraat hükümlerinin temyizinde;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik, katılanlar ..., ... ve ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B)Sanık hakkında katılan ... ’a yönelik hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyizinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen ve Anayasanın 36. maddesiyle de güvence altına alınan iddia ve savunma dokunulmazlığı; şahısların yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde, serbestçe ve hiçbir endişenin etkisi altında kalmaksızın haklarını özgürce iddia edebilmeleri veya kendilerini savunabilmeleri imkanının sağlanmasını ifade eder. Eğer böyle bir hak olmazsa, iddia ve savunma serbestçe yapılamayacak ve söylenmesi gereken, cezai yaptırıma maruz kalma korkusuyla ifade edilemeyeceğinden, yapılan yargılama sonucunda hedeflenen, “gerçeğe ulaşma” ve “adaletin gerçekleşmesi” de söz konusu olamayacaktır.
Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; iddia ve savunma hakkının kullanılması bağlamında, kişiler açısından somut isnat ifade eder nitelikte maddi vakıaların ortaya konulması ya da kişilerle ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunulması mümkündür. Bu somut isnatlar veya olumsuz değerlendirmeler, iddia ve savunma hakkının kullanılmasıyla ilişkilendirilememesi durumunda, hakaret ve hatta iftira suçu oluşturur.
İddia ve savunma kapsamında, kişilerle ilgili olarak bulunulan somut isnatların yapılan olumsuz değerlendirmelerin uyuşmazlıkla ilişkili olması lazımdır ancak, uyuşmazlığın çözümü açısından faydalı olması aranmamalıdır. Uyuşmazlıkla bağlantılı olmayan isnatlar gerçek olsa bile iddia ve savunma dokunulmazlığının varlığından bahsedilemez.
İncelenen somut olayda; sanığın, boşanma davasında mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde katılana yönelik yazdığı sözlerin bir bütün halinde TCK"nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kalması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibarıyla yürürlükte olmaması nedeniyle, CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına engel mahkumiyeti bulunmayan ve yargılama sürecindeki gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşması sebebiyle cezası ertelenen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ertelemeden önce değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, "sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden yasal unsurları oluşmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına" şeklindeki gerekçeyle, anılan Kanun maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
b-Cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 51/3. maddesi uyarınca denetim süresinin tayin olunan hapis cezasından az olacak şekilde bir yıl olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı, sanık ..., katılan ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.