7. Ceza Dairesi Esas No: 2021/15161 Karar No: 2021/13843 Karar Tarihi: 27.10.2021
5846 sayılı Yasaya muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/15161 Esas 2021/13843 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5846 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılanan sanık hakkında yerel mahkeme tarafından verilen hükümün temyiz edilmesi sonucunda yapılan incelemede, şikayetçilerin hak sahipliğine ilişkin hukuken geçerli belgeleri kanuni süre içinde ibraz edemediği gerekçesiyle, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiğine karar verdi. Ayrıca, suç tarihindeki kanun maddesi değişikliği sebebiyle kanun maddesi açıklamaları da kararda yapılmıştır. 5846 sayılı Kanunun 8.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesi yorumlanmış, \"71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır\" hükmüne vurgu yapılarak, şikayetçinin hak sahipliğine ilişkin hukuken geçerli belgeleri kanuni süre içinde ibraz edememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen \"suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi\" ve diğer objektif ve sübj
7. Ceza Dairesi 2021/15161 E. , 2021/13843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 5846 sayılı Kanunun 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki "71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenlemeye göre, şikayetçi ... ve ... Meslek Birlikleri vekilinin dava konusu materyaller ile ilgili olarak 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde hak sahipliğine ilişkin hukuken geçerli belgeleri ibraz etmediği (şikayetçi ... Meslek Birliğinin yabancı meslek birlikleri ... ve ... ile "karşılıklı temsil sözleşmesi" imzaladığı, ancak suça konu yabancı eserlerin hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin şikayet ve temsil haklarını, adı geçen yabancı birliklere devrettiklerine dair hukuken geçerli ve yeterli belgeleri kanuni süresi içinde dosyaya sunamadığı; şikayetçi ... Meslek Birliği açısından ise dosya içerisinde mevcut müzik eseri kayıt tescil belgelesine göre ithal eden Yeni Dünya Müzik ve Yayın Tic.Ltd.Şti.’nin suça konu yabancı esere ilişkin Türkiye’de kullanım hakkının yayma ve çoğaltma hakkı ile sınırlı olup temsil hakkını içermediği gibi ithal eden şirketin Türkiye"de hak sahipliği süresinin suç tarihinden önce sona erdiği ve şikayetçi vekilinin dava konusu materyaller ile ilgili olarak 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde Türkiye"de kullanım hakkının uzatıldığına ilişkin hukuken geçerli bir belge ibraz etmediği) gözetildiğinde, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-10.09.2014 tarihli tespit tutanağına göre sanığın yetkilisi olduğu iş yerinde, şikayetçilerin hak sahibi olduğu iddia edilen müzik eserinin işletmede kurulu ses düzeneği aracılığıyla yayınlandığı belirtilmesine rağmen bilirkişi raporunda mp3 çalar kullanılarak yayınlandığının belirtildiği anlaşılmakla; tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilip, müzik yayınının ne şekilde yapıldığı tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik kovuşturmayla yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi, 2- 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nun 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi sanığın adli sicil kaydının bulunmaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmesine karşılık, zararın karşılanmadığı gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "10.09.2014" yerine 2014 olarak yazılması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 27.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.