11. Hukuk Dairesi 2018/4334 E. , 2019/5970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davanın Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/06/2018 tarih ve 2014/828-2018/460 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların ortağı oldukları yapı kooperatifi aracılığıyla toplu konut kredisi kullandıklarını, davacıların TOKİ’nin 2008 yılının Temmuz-Ağustos aylarında borcun tamamını kapatmak isteyenlere tanıdığı indirimden yararlanmak için bankaca hesaplanan 4.500,00 TL ve 5.245,00 TL tutarındaki iki ayrı kredi miktarını 29.08.2008 tarihinde yatırmalarına rağmen şube müdürünün işlemi onaylamaması sebebiyle TOKİ hesabına geçmediğini, 12.09.2008 tarihinde davacılara iade edildiğini, müvekkillerinin erken ödemeye dayalı indirim imkanından yararlanamadıklarını, kredi şartları nedeniyle sigorta primi ödemek zorunda kaldıklarını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak Aydın 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/910 E. sayılı dosyasında açtıkları davada alınan bilirkişi raporunda toplam 14.420,22 TL alacaklı olduklarının belirlendiğini, o dosyada 1.000,00 TL talep ettiklerini ileri sürerek, 13.420,22 TL’nin temerrüt faziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı temsilcisi, davaya cevaplarını bildirmemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacıların kullandığı kredinin 60 ay geri ödeme süreli olup, 34 ay boyunca kredi taksitlerinin ödendiği, Toki tarafından 2008 yılı Temmuz-Ağustos ayı içerisinde borçlarını kapatmak isteyen üyelere indirim uygulanacağının bildirilmesi üzerine davacılardan ..."in 29.08.2008 tarihinde davalı bankaya başvurarak peşin ödeme yapmak suretiyle borcunun tasfiye edilmesini talep ettiği, aynı gün 4.500 TL ve 5.245 TL olmak üzere 9.745 TL"lik kredi borcunu ödeyerek kredi borcunu kapatmayı amaçladığı, 29.08.2008 tarihi itibariyle indirimli borç miktarının 9.745 TL olduğu, borcun ödenmesi sırasında her iki kredi için 1.730 TL indirim yapıldığının ihtilafsız olduğu, davalı bankanın davacıların Toki tarafından öngörülen şartları taşımadıklarından peşin ödeme imkanlarından faydalanmadıkları savunulmuşsa da, bunu kanıtlar hiç bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davacının 1.730 TL peşin ödeme kazancına davalının eylemi ile engel olduğu ve bu bakımdan belirtilen miktarda davacının mal varlığında azalma oluştuğu, davacının peşin ödeme indiriminden yararlanmak için ödemiş olduğu 9.745 TL"nin 14 gün sonra
iade edilmesinden doğan zarardan davalının herhangi bir sorumluluğunun olmadığı zira davacının kendi iradesi ile paranın vadesiz hesapta tutulmasına olur verdiği, paranın bu süreçte davalıda kalması yönünde davalının yönlendirmesinin olduğuna dair de bir iddianın bulunmadığı, bu bakımdan davacının 1.730 TL alacak hakkı olup bu alacağın 1.000 TL"sinin Aydın 2. SHM"de görülen davada hükme bağlandığı, bakiye 730 TL"lik kısım bakımından ise davanın kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 730 TL alacağın 01.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin TOKİ’nin Temmuz-Ağustos 2008 döneminde başlattığı kredilerin belirlenen tarihe kadar kapatılması halinde kredi faizinde indirim yapılmasına dair kampanyası kapsamında TOKİ’ye gönderilmek üzere davalı Banka nezdinde ödeme yaptıklarını, ancak davalı bankadan kaynaklanan nedenlerle bedelin zamanında TOKİ’ye gönderilemediğini ve müvekkillerinin kampanyadan yararlanarak kredilerini kapatamadıklarını, bunun sonucu olarak da faiz indiriminden yararlanamadıkları gibi ilerleyen taksitlerde kredi geri ödeme miktarının yeniden değerleme oranına tabi tutulması nedeniyle daha yüksek taksitler ödediklerini ve kredi sözleşmesi gereği yaptırmak zorunda oldukları sigorta nedeniyle sigorta primi ödemek durumunda kaldıklarını ileri sürmüştür.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacıların ödemeleri gerçekleştirilmiş olsaydı yararlanacakları faiz indirimine yer verildiği, yukarıda sayılan diğer kalemlere yönelik bir değerlendirme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, bankanın hatalı işlemi neticesinde kredi kapama bedelinin ödenmemesinin ortaya çıkardığı tüm sonuçlar birlikte değerlendirilerek, kredinin tamamen kapatılmasına kadar yapılan ödemeler ile sadece kredi sözleşmesi kapsamında zorunlu olduğu için yapılan sigorta işlemi varsa buna istinaden ödenmiş olan sigorta primleri toplamından, davacıların TOKİ’ye ödenmek üzere davalı Bankaya kredi kapama bedelini tevdi ettikleri tarihte ödeme yapılsaydı kredilerinin indirimlerle birlikte tamamen kapatılacağı bedelin mahsubu suretiyle davacıların zararının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayanan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.