11. Ceza Dairesi 2017/10034 E. , 2019/3492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz taleplerinin reddine, ancak;
1- Sanığın, ... adına düzenlemiş sahte sürücü belgesini ibraz ederek 11.11.2012 tarihinde müştekiden 34 HK 5436 plakalı aracı kiralaması, yine bu araç kiralama işlemine teminat olarak da 50.000.-TL bedelinde TTK"da belirlenen unsurları taşımayan ve bu nedenle özel belge kabul edilen bonoyu vermesi şeklinde gerçekleşen eylemden sonra 25.12.2012 tarihinde başka bir suçla ilgili olarak yakalanan sanığın üzerinde ... adına düzenlenmiş üzerinde sanığın fotoğrafının bulunduğu sahte sürücü belgesinin ele geçirilmesi, bu belge ile ilgili olarak sanığın İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.04.2013 tarihli, 2013/48 esas ve 2013/351 karar sayılı ilamı ile resmi belgede sahtecilik suçundan TCK"nin 204 ve 62. maddeleri uygulaması ile neticeten 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu kararın Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 28.12.2016 tarihli, 2015/9716 esas ve 2016/8074 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ... sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise hukuki kesinti nedeniyle ayrı suçu oluşturacağı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması durumunda ise, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.03.2016 gün ve 2014/847 esas ve 2016/123 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, zincirleme suça dâhil olan bir suçtan bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak mahkemece; kesinleşen hükme konu eylem de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilerek sanığın, kesinleşen mahkumiyet hükmündeki eylem de göz önüne alınarak tüm eylemler yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu suretiyle ek cezaya hükmolunması gerekip gerekmediği yönünden bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması,
2- Kabule göre de; ... sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- TCK’nin 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilen sanık hakkında 58. maddenin 7. bendi gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz talebi bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün ... sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.