13. Hukuk Dairesi 2015/33436 E. , 2018/5161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı ile davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında imzalanan Gayrimenkul Satış Sözleşmesine göre ... ... Projesinde AK-12 Blok 1.Katta bulunan 10 nolu daireyi satın aldığını, AK-12 nolu blok ile AK-13 nolu blok arasına 120 araç kapasiteli otopark yapılması gerekirken bu alanda kazı ve hafriyattan kurtulmak için davalı yanca yapılmadığını, otoparkın iki blok arasına değil, AK-12 nolu blok önüne yapıldığını, bloğun kaydırıldığını, bina tabanının 4-5 metre civarında derine indirildiğini, bloğun önüne 8 metre istinat duvarı yapılarak dairenin önünün kapatıldığını ileri sürerek ıslahen 9.882,00 TL değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan otopark ve istinat duvarı nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalı, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmazın bu haliyle ayıplı olduğu gerekçesiyle tespit edilen ve davacı tarafından ıslah edilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, 6098 Sayılı TBK.’nun 223. maddesine ( 818 sayılı 198. maddesi) göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 26.02.2007 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 27.10.2009 tarihinde teslim edildiği ve davacının eldeki davayı 21.05.2013 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 2007 yılında düzenlenen tanıtım projesine aykırı olarak AK13 ve AK12 bloklar arasına yapılması gereken otopark yapılmaması ve tanıtım projesinde olmamakla birlikte dairenin güney cephesine istinat duvarı yapılması sebebiyle dairenin ekonomik değerinin azaldığı, bu nedenle dairenin ayıplı olduğu nitelendirilmiş ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının talebi göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.