13. Hukuk Dairesi 2015/33305 E. , 2018/5160 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, karakolda bekçi olarak çalıştığını, davalının ise aynı yerde polis memuru olarak görev yaptığını, mesai arkadaşı olduklarını, geçimini sağlamak için ek iş olarak araba alım satımı yaptığını, 2010 yılında 2010 model .... marka bir aracın davalıya satışı hususunda aracılık ettiğini, davalının 1999 model ... marka aracı ile takas etmek ve üzerine bedel ödemek suretiyle aracı satın almak istediğini, aracın asıl satıcısı olan dava dışı ... Otomotiv" in sahibi .... ile pazarlık ederek, LPG takılarak üzerine 4.000,00 TL bedel ödemek suretiyle aracın takas yolunda satışı konusunda anlaştıklarını, davalının 2 ay kadar aracın devrini üzerine almadan kullandığını, aracın devrini üzerine almak istediğinde gerçek sahibinin tır şoförü olduğunu ve yurt dışında olması nedeniyle devrin gerçekleşmediğini, bunun üzerine davalının zararını kendisinin üstlendiğini, davalının zarar olarak 22.250,00 TL bedel belirlediğini, 25.000,00 TL bedelli teminat senedi düzenleyerek davalıya verdiğini, davalıya 4.500,00 TL, 17.500,00 TL ve 1.000,00 TL ödediğini, ayrıca davalının yaptığı takip sonucu maaşına haciz konulduğunu ve her ay maaşından kesinti yapıldığını, icra dosyasındaki borç için davalı ile haricen anlaşarak 28.02.2012 tarihinde ibraname düzenlediklerini, ancak davalının vekalet ücreti için takibe devam etiğini, borcundan fazla ödeme yaptığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve yapılan fazla ödemelerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak, esastan da davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 03.06.2014 tarihli ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. Dairemizin 03.06.2014 tarihli bozma ilamı ile “ .., davacının davasının kabulüne, icra dosyasına borçlu olmadığının tespitine, fazladan ödediği 428.80 TL.nin istirdadına, dava kabul ile sonuçlandığından davacının yaptığı masrafların tamamının davalıdan tahsiline ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de istirdata ilişkin hüküm kurulmamıştır. Oysaki bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar, bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmemesi ve yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.