2. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/20008 Karar No: 2011/19847
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/20008 Esas 2011/19847 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ümraniye 3. Aile Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucu, boşanma kararının yanlış gerekçelerle verildiğine karar verilmiştir. Davacı tanıklarının beyanları yeterli delil sayılamamış, dolayısıyla boşanmanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, boşanma veya ayrılık davası açıldığında hakim, geçici önlemleri almak zorundadır ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu da göz önünde bulundurularak, tedbir nafakası kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2, 185/3, 186/1-3, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267 ve 215. maddeleri ile ilgilidir.
2. Hukuk Dairesi 2010/20008 E. , 2011/19847 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ümraniye 3. Aile Mahkemesi TARİHİ :21.05.2010 NUMARASI :Esas no:2009/511 Karar no:2010/412
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı tanıklarının anlatımı görgüye dayanmayıp başkalarından aktarmadır. Sabit kabul edilemez. Terkten açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Hükmün yukarıda 1. ve 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2011 (Pzt.)