(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2020/967 E. , 2020/1800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 02/08/2013 havale tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi, ... köyünde bulunan 7 parça tespit harici taşınmazın 20 yıldan fazla süredir müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sonunda mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Antalya ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan fen bilirkişisi ..."ın 05/04/2014 tarihli raporuna ekli krokide koordinatları belirtilen ve (A1) ile gösterilen 6.812,53 metrekarelik taşınmazın, (A2) ile gösterilen 4.527,80 metrekarelik taşınmazın, (A3) ile gösterilen 1.007,21 metrekarelik taşınmazın, (A4) ile gösterilen 2.985,94 metrekarelik taşınmazın, (A5) ile gösterilen 12.374,12 metrekarelik taşınmazın ayrı ayrı parsel numaraları ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (A6) ile gösterilen 1.832,10 metrekarelik taşınmaz ve (A7) ile gösterilen 4.418,57 metrekarelik taşınmaz bölümlerine yönelik talebin reddi ile bu yerlerin ayrı ayrı orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Belediye Başkanlığı ve davalı Hazine vekili tarafından (A1), (A2), (A3), (A4) ve (A5) ile gösterilen bölümlere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK"nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23.07.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması, 1955 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, hükme dayanak oluşturan orman bilirkişi raporunda yörede 23.07.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının yapıldığı belirtilmesine rağmen mahkemece bu çalışmalara ilişkin belgeler dosyaya getirtilerek taşınmazların orman tahdidine göre konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş, keşifte taşınmazın konumu, toprak yapısı, üzerindeki bitki örtüsü ve çevre taşınmazlara göre arz ettiği özellikleri belirtir hâkimin gözlemi keşif zaptına yazılmamış, taşınmaz üzerindeki gerçek zilyetlik olgusunun yerel bilirkişi ve tanık beyanları dışında memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planındaki konumunun da incelenerek belirlenmesi gerekirken, hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazların niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, tescil konusu taşınmazın sınırında DSİ"ye ait olduğu belirtilen sulama kanalı bulunduğu halde DSİ davaya dahil edilmemiş ve böylece taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazın sınırında DSİ"ye ait olduğu belirtilen sulama kanalı bulunduğuna göre Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi olan DSİ’ye husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkili oluşturulmalı ve delilleri toplanmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabî yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar temin edilerek dosya içerisine alınmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 23.07.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, en eski memleket haritası, eski hava fotoğrafları ile 1985-1990-1995 yıllarına ait hava fotoğrafları, bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ve varsa belirtilen tarihlere ait ortofoto haritaları ilgili yerlerden getirtilip; çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınarak çekişmeli taşınmazların kesinleşmiş orman tahdidine göre konumları duraksamaya yer vermyecek işekişde belirlenmeli, yine yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranını açıklattırılmalı, yine çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, imar planı kapsamında kalmakta ise imar planın ne şekilde tespit gördüğü araştırılmalı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Ayrıca çekişmeli, taşınmazlarda, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de, davacının davası kısmen reddilmesine rağmen davalı sıfatı bulunan ... Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yalnızca Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ile ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (A1), (A2), (A3), (A4) ve (A5) ile gösterilen bölümlere yönelik olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.