Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/17452
Karar No: 2019/2600
Karar Tarihi: 13.02.2019

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/17452 Esas 2019/2600 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2016/17452 E.  ,  2019/2600 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Yokluğunda verilen kararın sanığın 06/09/2013 tarihinde duruşmada bildirdiği adresine tebligata çıkartıldığı, adreste belirtilen sokağın bulunmadığı, alıcı tanınmadığından 01/10/2013 tarihinde tebligat yapılamadığı, sanığın MERNİS adresine 27/11/2013 tarihinde yapılan tebligatın ise muhatabın adresinden taşınmış olduğundan Tebligat Kanunu"nun 21. madesine göre mahalle muhtarına tebliğ edildiği, temyiz edilmediğinden bahisle 05/12/2013 tarihinde kesinleştirildiği, infaz sırasında sanık müdafiinin 05/05/2014 tarihli dilekçesi ile temyiz hakkının verilmesi talebinde bulunması üzerine, bu kez mahkemece 12/05/2014 tarihinde verilen ek karar ile infazın durdurulmasına, sanık müdafiinin eski hale getirme talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmakla;
    CMK"nın 42/1. maddesinde “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, yerel mahkemece 12/05/2014 tarihinde verilen eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek kararın hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
    Sanığın yokluğunda verilen 19/09/2013 tarihli kararın MERNİS adresine 27/11/2013 tarihinde yapılan tebligatın muhatabın adresinden taşınmış olduğundan Tebligat Kanunu"nun 21. madesine göre mahalle muhtarına tebliğ edildiği, yapılan tebligatın sanığın 22/11/2013-27/11/2013 tarihlerinde Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü bulunması nedeniyle usulsüz olduğu ve geçerli bir tebligat işleminin sonuçlarını doğurmayacağı, bu nedenle sanık müdafiinin 05/05/2014 tarihli temyiz isteminin öğrenme tarihi itibariyle süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
    Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK"nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır.
    Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar sağlanmış olmalıdır.
    Somut olayda; gündüz vakti, sanığın, yanında bulunan yaşı küçük kızı ile birlikte katılanın evine gelerek katılandan bir bardak su istediği, daha sonra eve girerek katılan ile birlikte oturdukları, katılanın elini tutarak dua okuduğu, “tamam burada birşey olmaz” diyerek katılanın karşıda bulunan diğer evine geçtikleri, bu evde bulundukları sırada sanığın ekmek istediği, katılanın ekmeği getirmesinden sonra "sizin altınlarınız var, altınlarınızı getirin, ben size dua okuyayım" dediği, katılanın getirdiği 6 adet bilezik ve 8 adet yüzüğü bir beze sardıktan sonra kanepenin arasına koyduğu, evden ayrılırken katılana “1 saat sonra eve girmesini” söyleyerek olay yerinden uzaklaştıktan sonra katılanın altınlarının yerinde olmadığını gördüğünün anlaşılması karşısında; sanığın hileli söz ve ustaca davranışlarla dini duyguları istismar ettiği ve denetim olanağını önemli ölçüde azalttığı, katılandan haksız menfaat sağladığının anlaşılmakla, sanığın eyleminin bu niteliği itibariyle 5237 sayılı TCK"nın 158/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekebileceği ve bu suçla ilgili davaya bakma ve delilleri değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 13/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi