11. Hukuk Dairesi 2018/4583 E. , 2019/5956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/03/2017 tarih ve 2015/76 E- 2017/111 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 26/06/2018 tarih ve 2017/1510 E- 2018/402 K. sayılı ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 2014 01725/6 sıra numaralı etek tasarımına dayanarak müvekkillerine karşı tasarım tecavüzü davası açtığını ancak söz konusu davalı tasarımının, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığını, zira söz konusu tasarım ile piyasada satışa arz edilen sair ürünlerin görsel özelliklerinde farklılık bulunmadığını, sadece çok küçük ayrıntılarda ve kumaş, renk, desen veya kalitelerinin farklı olduğunu ileri sürerek, davalıya ait 2014 1725-6 sıra nolu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz olduğunu, somut bilgi ve belgelere dayanmayan, ispattan uzak soyut iddialar ile herhangi bir tasarımın hükümsüzlüğünün istenemeyeceğini, davacı tarafın işbu davadaki amacının kendilerine karşı açılan tecavüz davasından kurtulmak olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu davalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı ve bu tasarımın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümsüzlüğü istenilen dava konusu tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdığının ve harcı alem olmadığının dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklandığı, bunun dışında davacı tarafça bir kısım internet sitelerine delil olarak dayanılmış ise de, sadece isim olarak bu site isimlerini verdiği, bu sitelerdeki hangi görsellerin, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini ortadan kaldırıldığının belirtilmediği, diğer bir deyişle davacı tarafın somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, 26.06.2018 tarihli ek karar ile; davacı vekiline gönderilen ihtara rağmen eksik temyiz harç ve giderlerinin yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekiline gönderilen tebligatın üzerine şerh verilmek suretiyle eksik temyiz harç ve giderlerinin yatırılması davacılar vekiline ihtar edilmiş, verilen sürede temyiz harç ve giderlerinin yatırılmadığı gerekçesiyle de davacılar vekilinin temyiz isteminden reddine karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/19-286 E., 2010/330 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere muhtıranın geçerli olabilmesi için muhtırada hakim veya mahkeme başkanının sicili ve imzasının bulunması, yatırılacak harç, masraflar ve yatırılacağı yerin doğru olarak gösterilmiş olması ve verilen sürede muhtıra gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının hatırlatılması gerekmektedir. Bu unsurları taşımayan muhtıra ile geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de imkan yoktur. Bu hususlar gözetildiğinde hakim imzası olmadan kalemce davacılar vekiline gönderilen tebligat üzerine şerh verilerek yapılan bildirimin geçerli olmadığı açıktır. Ayrıca davacıların daha önce temyiz yoluna başvururken 30.05.2018 tarihinde 176,60 TL temyiz başvuru harcı ile 50,00 TL gider avansını yatırdıkları, 03.09.2018 tarihinde yatırılan temyiz karar harcının da muhtıranın geçersiz olması nedeniyle süresinde yatırılmış olduğunun kabulü gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince usule ve yasaya aykırı muhtıraya istinaden verilen 26.06.2018 tarihli ek kararın kaldırılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmiştir.
2- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin 05.04.2018 tarihli asıl kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile 26.06.2018 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, davacılar vekilinin 05.04.2018 tarihli asıl karara yönelik temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 30/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.